GERGEDAN BOYNUZUNDA,"BİRDİR BİR" OYNANMAZ

Kamyona tank yükleyip şov yapıyor..

Özerk yönetim ilan edip, "Burası '4 parçalı kürdistanın' bir ayağıdır" diyor..

Sonra Türk Dışişleri tarafından Türkiye'ye davet ediliyor..

Uçağa atlayıp geliyor..

Nereden biniyor uçağa? Erbil'den..

Bunu bir kenarda tutun..

Peki neler oluyor ardından? Bir sürü şey..

Ama iki nokta dikkat çekici..

Birincisi, sınıra diktiği çaput iniyor ve yerine Kürt Yüksek Konseyi'nin çaputu asılıyor..

Belli ki diğer çaput kabullenilmiş..

İkinci noktaysa, "El Nusra ile çatışma" deniyor..

Neden? Çünkü o, bu dönem Ankara'ya hakim aklın müttefiki..

Kim o müttefik? Reyhanlı'da bomba patlatıp 52 canımızı alan katil.. Nasıl müttefikse artık..

***

Şimdiii, gelelim başlığın Türkçe mealine..

Bakın, PYD lideri Salih Müslim'i İstanbul'a davet edip konuşan akıl ardından ne yaptı?

Bu kez Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetimin Başbakanı Neçirvan Barzani'yi davet etti..

Ne için? Suriye'nin kuzeyinde olup bitenleri konuşmak için..

Suriye'deki sorunu, Erbil'le, Barzani'yle konuşmak nasıl bir diplomasi aymazlığıdır?

O Barzani, Suriye'nin kuzeyinde olup bitenler de benim sorunum diyen "4 PARÇALI kürdistan" iddiasındaki Barzani..

***

Siz, Suriye'deki bir teröristi Türkiye'ye davet ediyorsunuz, adam Irak'ın kuzeyindeki yönetimin başkentinden, Erbil'den atlıyor uçağa..

Oysa Suriye sınırı yol geçen hanı.. Atına binen gelip geçiyor..

Niye Erbil'den geliyor bu abi? Çünkü aklının,mantığının ve ideolojisinin merkez üssü orası..

Çünkü o da Barzani gibi "4 PARÇALI kürdistan" derdinde..

Ve siz bu adamın ardından hemen Barzani'yle konuşuyorsunuz..

Böylece, Barzani'nin "4 PARÇALI kürdistan" tezini ve hedefini meşrulaştırıyorsunuz..

Zira, Suriye'nin kuzeyiyle ilgili sorunu, Irak'ın kuzeyindeki bir iradeyle konuşursanız, meselenin merkez üssünü de kabul ve ilan etmiş olursunuz..

Barzani'nin, topraklarınızın da bir bölümünü içine alan hayalini meşrulaştırmış olursunuz..

Stratejik derinliğinde boğulmak üzere olan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun "KAK MESUT" diye hitap edip kucakladığı Barzani'nin kucağına oturmuş olursunuz..

***

Ben bu olan bitene şaşırıyor muyum? Elbette hayır..

Zira, "Çözüm" dediğiniz süreçle ilgili görüştüğünüz BDP'liler, genel merkezinizden çıktıktan sonra soluğu Erbil'de, Barzani'nin yanında aldığında gıkınızı çıkarmayışınız, bana bu günleri haber veriyordu..

Rusya'yla ilgili mevzuları Papua Yeni Gine'yle mi konuşuyorsunuz?

Yunanistan'la ilgili meseleyi Meksika'yla mı görüşüyorsunuz?

Hayır..

"Bu rasıl örnek arkadaş, biri İran diğeri Gine, biri Yunanistan diğeri Meksika.. Ama burada mevzu Kürtler" diyeniniz varsa eğer;

E ben de onu diyorum zaten, "Diplomasi ve Milli Güvenlik gerçeğimizde, devletler vardır ve "BİRİ SURİYE, DİĞERİ IRAK."

Sorunun yaşandığı iki ülkenin adlarını Suriye ve Irak koyup, ona göre adım atmıyorsanız eğer, 4 parçalı, içten yanmalı Barzani'nin kucağına oturmuşsunuz demektir..

***

Kaba bulmayın bu tarifi..

Terör sorunumuzun muhatabı gördüğünüz BDP'nin, sizinle konuştuktan sonra Erbil'e koşmasını alık alık izliyorsanız eğer..

PKK temsilciliği olan örgütün özerklik ilan ettiği Suriye'deki sorunu, Irak'ın kuzeyindeki Erbil yönetimiyle konuşuyorsanız eğer..

Türkiye'ye davet ettiğiniz Salih Müslim, Erbil'den gelmeye kalktığında, "ARKADAŞ, BURAYA SURİYE'DEN GEL" demiyorsanız eğer..

Tüm bu adımlarınız, Barzani'nin 4 parçasından 3'ünü meşru gördüğünüz anlamına gelir..

Dördüncü parça,İran için henüz yemiyor, anlıyorum..

Derdim de değil zaten..

Benim derdim, Başkentime çökmüş zihniyetin, "KAK-A MESUT" ile iş tutuyor olması..

Bir yıl önce "KIRMIZI ÇİZGİMİZ" diyorsunuz, bir yıl sonra o özerkliği ilan edeni ağırlıyorsunuz. Tavır ne kadar bildik değil mi?

Kendi adıma, kırmızı çizgilerin beyazlamasına razıyım.. Dostu düşmanı bilelim..

Ama sizinki hep PEMBE hep PEMBE..

***

Pembe dedim de aklıma geldi..

Hiç fotoğrafları çekilmiyor denize girerken.. Meraktayım, ne renk mayo giyiyorlar..

Hayatlarını bu kadar sardığına göre, ister misiniz "PEMBE" olsun..

Cemil İpekçi'den biliyorum, lila rengi mayo erkeğe pek yakışmıyor..

Diplomasi denizine dalarken tercihinizden de biliyorum ki "PEMBE MAYO" da şık durmuyor..

Bana inanmıyorsanız, "Bugün ne giysem?" diye, duygusal açıdan zayıf modacımız Hakan Akkaya'ya sorun..

***

Bütün bunları sıralayınca aklıma ne geldi biliyor musunuz?

Tıpkı "TERÖRİST İLE GÖRÜŞME" mevzuunda olduğu gibi;

3 yıl önce "4 PARÇALI KÜRDİSTAN HAYALİ"ne yürüdüğünüze dikkat çektiğinde, Devlet Bahçeli'ye hakaretamiz yanıtlarınız..

Görünen o ki, şu "ŞEREFSİZLİK" bahsi daha çoook açılacak..

MUHTEŞEM İSTİHBARAT !

"İstihbarat aldık.. Yeni gösteriler olabilir.."

Bu sözler Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a ait..

Gösteri ihtimali demokrasi icat olduğundan beri hep var zaten sayın Arınç..

Bunu görebilmek için istihbarata gerek yok ki..

Az biraz 'demokrasi kültürü' yeterli..

Günün Sözü: Gergedan boynuzunda birdirbir oynanmaz..