28.09.2012, 04:15

Bu ne biçim mücadele, ne biçim müzakere

 Türkçenin nefis, yarım saatte anlatılabilecek bir meramı, bir cümleye indiren atasözleri, deyimleri vardır. 4000 senelik bir milletin 85 milyon kilometrekare olan Eski Dünyanın yani Asya, Avrupa ve Afrika’nın 55 milyon kilometrekaresinde yaşamış, savaşmış, bu coğrafyayı tarihin değişik devirlerinde egemenlik ve yaşam sahası haline getirmiş olan ataların tabii ki nefis sözleri olacaktır. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusuda bunlardan birisidir. 

2011 seçimlerinden hemen sonra Erdoğan’a bir büyükelçinin “Hem müzakere edelim hem mücadele edelim” şeklinde bir strateji benimsetmesi sonrasında devletin resmi yaklaşımı bu oluyor. Ancak PKK, Suriye sürecinden faydalanıyor. Hareket alanını Türkiye ve Suriye’de büyük ölçüde geliştiriyor. Aldığı yerel destekler ile Türkiye’de terörü tırmandırıyor. AKP içinde hükümette de temsil edilen iki yaklaşım çarpışıyor. Müzakerelerin mimarı başbakan yardımcısı müzakere sürecinde ısrarcı olmaya devam ediyor. İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin ise mücadeleyi savunuyor. Artan ve can yakan PKK terörü karşısında iki hafta önce Erdoğan  “artık müzakere falan yok” açıklamasını yapıyor.

Öte yandan PKK terörünün inisiyatif üstünlüğünü ele geçirdiğini gören örgütün müzakerecisi Zübeyir Aydar, “Oslo’ya gelin” çağrısında bulunuyor. Çünkü PKK, yaz ve sonbahar boyunca artırdığı terörü 2012/13 yılında kentlere taşıma hazırlığı yapmanın dışında, bu sonbahar Güneydoğu Anadolu’da küçük bir kentte ayaklanma girişiminde bulunma arayışı içinde. PKK, tırmandırdığı terör ile hükümeti yıldırmayı, korkutmayı ve Oslo masasına daha yüksek tavizler almak için oturtmayı planlıyor.  

Zübeyir Aydar’ın çağrısının yapıldığı gün, pazartesi günü Türkiye’nin PKK ile mücadelesinin yeni askeri yöntemlerini konuşan bir ülke, salı günü Adalet Bakanı’nın Abdullah Öcalan ile müzakere edilmesi gereğini gündeme getirmesi ile yola devam ediyor.Çarşamba günü Erdoğan, Adalet Bakanı’na destek veriyor. Böylece, “müzakere falan yok”  açıklaması unutuluyor ve daha önce gizlice görüşülen ve görüşüldüğü inkâr edilen terör örgütü liderini resmi muhatap haline getirme sürecine giriliyor. 

Peki, terörle hem müzakere hem mücadele süreci 2006’dan bu yana zaten denenmedi mi? Denendi ise sonucu ne oldu? Sonucu 1000’e yakın şehit ve yükselen PKK terörü. AKP Hükümetinin Kürtçe televizyon, Kürtçe seçmeli ders ve diğer tavizlerine rağmen Güneydoğu Anadolu bölgesinin yönetiminin PKK’ya devredilmesini isteyen, bölgenin adının Kürdistan olmasını talep eden bir PKK ve BDP ile karşı karşıyayız. Bu sürecin diğer sonucu ise terörle mücadele konusunda inisiyatifi yitiren/yitirtilen bir TSK’dır. 

Oysa, müzakere ve mücadele birlikte yürüyebilen stratejiler değildir. Nasıl iki ülke arasındaki barış görüşmelerinin başlayabilmesi için ateşkese ihtiyaç vardır, terörle müzakere de terör devam ederken olmaz. Olur ise böyle olur. AKP Hükümetinin ağır basan ekseninin terörle gerçek anlamda mücadele etmek gibi bir niyeti yoktur. Bunun nedeni, bu kadroların PKK’yı, inanmadıkları milli ve üniter devleti dönüştürme konusunda bir araç olarak görmelerdir. Bundan dolayı müzakere AKP Hükümetinin ana çizgisidir. Ancak bunun da doğru yapılması lazımdır. 

1) Müzakereler Türkiye’nin en güçlü, PKK’nın en güçsüz olduğu zamanda başlamalıdır.

2) Müzakereler için Hükümet hevesli görünmemeli, aksine PKK müzakereler için yalvarmalıdır.

3) Müzakerelerin başlangıcında, tarafların eşit taraflar olmadığı kabul edilmelidir.

4) Müzakereler asla terör örgütü ile değil, TBMM’de temsil edilen bir parti ile yürütülmelidir.

5) Müzakerelerin başlama şartı, PKK’lı teröristlerin tamamen Türkiye sınırları dışına çıkmaları ve Türkiye’de terör eylemlerinin durması olmalıdır.

6) Müzakereler başlarken Hükümet küresel ve bölgesel dengeleri iyi değerlendirmeli, PKK dış müdahalelerden olabildiğince uzak tutulmalıdır.

Bugün bu altı şartın altısı da yerine getirilebilecek durumda değildir. Yeni müzakere süreci başlarsa bundan Türkiye zarar görecektir.

Yorumlar (0)
15
açık
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 36 99
2. Fenerbahçe 36 93
3. Trabzonspor 36 61
4. Başakşehir 36 58
5. Beşiktaş 36 55
6. Kasımpasa 36 52
7. Alanyaspor 36 50
8. Rizespor 36 49
9. Sivasspor 36 48
10. Antalyaspor 36 45
11. A.Demirspor 36 44
12. Samsunspor 36 42
13. Kayserispor 36 41
14. Konyaspor 36 40
15. Ankaragücü 36 39
16. Gaziantep FK 36 38
17. Hatayspor 36 37
18. Karagümrük 36 37
19. Pendikspor 36 36
20. İstanbulspor 36 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 34 75
2. Göztepe 34 70
3. Sakaryaspor 34 60
4. Bodrumspor 34 57
5. Ahlatçı Çorum FK 34 56
6. Kocaelispor 34 55
7. Boluspor 34 53
8. Gençlerbirliği 34 51
9. Bandırmaspor 34 50
10. Erzurumspor 34 44
11. Ümraniye 34 43
12. Manisa FK 34 40
13. Keçiörengücü 34 40
14. Adanaspor 34 39
15. Şanlıurfaspor 34 38
16. Tuzlaspor 34 38
17. Altay 34 10
18. Giresunspor 34 7
Takımlar O P
1. M.City 37 88
2. Arsenal 37 86
3. Liverpool 37 79
4. Aston Villa 37 68
5. Tottenham 37 63
6. Newcastle 36 57
7. Chelsea 36 57
8. M. United 36 54
9. West Ham United 37 52
10. Brighton 36 48
11. Bournemouth 37 48
12. Crystal Palace 37 46
13. Wolves 37 46
14. Fulham 37 44
15. Everton 37 40
16. Brentford 37 39
17. Nottingham Forest 37 29
18. Luton Town 37 26
19. Burnley 37 24
20. Sheffield United 37 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 36 93
2. Barcelona 35 76
3. Girona 36 75
4. Atletico Madrid 35 70
5. Athletic Bilbao 35 62
6. Real Betis 35 55
7. Real Sociedad 35 54
8. Villarreal 36 51
9. Valencia 35 48
10. Getafe 35 43
11. Deportivo Alaves 36 42
12. Sevilla 35 41
13. Osasuna 36 41
14. Las Palmas 35 37
15. Mallorca 36 36
16. Rayo Vallecano 35 35
17. Celta Vigo 35 34
18. Cadiz 35 29
19. Granada 35 21
20. Almeria 35 17