18.06.2013, 04:40

Barışı, Başbakan'a rağmen korumak

 Başbakan Erdoğan, Gezi Parkı protestolarıyla ilgili olarak, geniş kitlelerin mobilize olması üzerine “Ben kalkarım onun yüz bin topladığı yerde 1 milyon insan toplarım” demişti. Başbakan, dediği doğrultuda Afrika gezisi dönüşü, Gezi Parkı’nda toplananlara gözdağı vererek havaalanlarına getirtilen kalabalıklarla gece yarısı miting yapmıştı. 

Bununla yetinilmemiş, AKP yönetimi, Ankara ve İstanbul’da alternatif miting yapma kararı almıştır. Başbakan Erdoğan bu yolla ‘evlerinde zorla tutuğunu söylediği yüzde elliyi’ sokaklarda mobilize etme imkânı bulmuştur. Gezi Parkı direnişi sona ermeden AKP’nin miting yapma kararı alması, Başbakan’ın söylediği gibi, kendilerine muhalif olanlarla “anladığı dilden konuşma” tavrıdır. 

Başbakan Erdoğan, kendisine karşı olduğuna inandığı iş adamı ve bankalara karşı “ümüğünü sıkarız”, “hesaplaşacağız” türünden tehditler savurmuştur.

Başbakan tehdit ederek sindirmek ve intikamcı tavırlarıyla sükûnete değil gerilime ve çatışmaya hizmet etmiştir.

AKP iktidarı, rövanşist tavırlar, alternatif mitingler, güç ve gövde gösterileriyle Gezi Parkı’ndan yükselen itirazı ezmeye çalışmıştır. 

Çünkü AKP, icraatlarına yönelik her itirazı “darbe teşebbüsü”, “hükümete karşı komplo”, “küresel oyun” olarak görmekte ve değerlendirmektedir. AKP’nin güvenlik bürokrasisi bu nedenle Gezi Parkı olaylarına hazırlıksız yakalanmış ve krizi yönetememenin şaheser örneğini vermiştir. 

On bir yıldır iktidarda olan AKP, icraatlarından rahatsız olan kitlelerin, ortaya koyduğu sivil ve sosyal itaatsizliğe -anlayış bir yana- şiddetle mukabele etmesi olayları çığırından çıkarmaktadır. AKP’nin sivil halka karşı partilileri sahaya sürmesi, tam bir basiretsizlik ve sorumsuzluk örneğidir. 

Havaalanlarına, sokaklara taşınan kalabalıklar, Sincan ve Kazlıçeşme mitingleri, Taksim’e yönelik olarak AKP’nin ortaya koyduğu bir güç ve gövde gösterisidir. İktidar ‘arkasındaki halk desteğini göstererek, sokakları sindirmek’ istemektedir. Bunun için halkın yüzde ellisini, halkın diğer yüzde ellisine karşı sokaklarda toplayarak, Gezi Parkı’ndakilere “güç bende, gerekirse ezerim” mesajı vermektedir. Bu cepheleştirici, gerici ve kamplaştırıcı bir tavırdır.

Çevre/yeşil duyarlılığının tetiklediği, özünde AKP iktidarının baskıcı tutum, icraat ve söylemlerine karşı halk tepkisi şeklinde ortaya çıkan sosyal muhalefete karşı Başbakanın partilileri miting alanlarına sürmesi yeni bir durum yaratmıştır.

Başbakan Erdoğan, Sincan mitinginde meydan okuyan, suçlayan, tahrik ve provoke eden bir tehdit dili kullanmıştır. Bu üslup, var olan gerilimi patlama noktasına taşımıştır. Erdoğan’ın, kışkırtıcı, kutuplaştırıcı, cepheleştirici ve provokatif Sincan konuşması sonrasında durumdan vazife çıkarmak görevi de güvenlik güçlerine düşmüştür. 

Artık orayı boşaltın, yoksa güvenlik güçlerimiz boşaltmasını bilir” şeklindeki sözler üzerine de Gezi Parkı’na müdahale edilmiş, bu müdahale Türkiye genelinde evlerine dönme aşamasında olan insanları yeniden sokaklara taşımıştır.

Türkiye, AKP yönetiminde doludizgin bir iç çatışmaya doğru sürükleniyor. Ülkenin bugün sokakları, parkları, şehir merkezleri bölük pörçüktür. Etnik, mezhep, bölge, yaşam biçimi ve inanç yönünden halk bizzat iktidar partisi tarafından kamplaştırılmıştır.

Başbakan Erdoğan, Sincan mitinginde sözü evirip çevirip ‘camiye ayakkabı ile girildi, içki içildi, başörtülü anneye saldırıldı’ türünden iddialar dile getirmektedir. Doğruysa bu tavırlar lanetlenmelidir ve gereği de yapılmalıdır. Bu iddiaları kitleler karşısında dile getirmek tahrikten de öteye halkı galeyana getirmektir. Bu dil, barış dili değildir, aksine bölücü ve cepheleştirici bir dildir.

Tayyip Erdoğan, alabildiğine toplumu germeye, gerilimi tırmandırarak partililerinin kaybolmuş heyecanını diriltmeye çalışıyor. Bunun için de kontrolsüz bir gerilim politikası uyguluyor ve kitleleri görünce de kendisinden geçiyor.

Türkiye birliğini, bütünlüğünü, kardeşliğini, barışını koruyacaksa, bunu Başbakan’a rağmen başarmak zorundadır.
Yorumlar (0)
15
açık
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 34 58
4. Beşiktaş 35 52
5. Başakşehir 34 52
6. Rizespor 35 50
7. Kasımpasa 34 49
8. Alanyaspor 35 48
9. Sivasspor 34 48
10. Antalyaspor 34 45
11. A.Demirspor 34 41
12. Ankaragücü 35 41
13. Kayserispor 34 40
14. Samsunspor 34 39
15. Karagümrük 34 36
16. Konyaspor 34 36
17. Gaziantep FK 34 34
18. Hatayspor 34 33
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 34 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 32 72
2. Göztepe 32 66
3. Sakaryaspor 32 57
4. Kocaelispor 32 55
5. Ahlatçı Çorum FK 32 55
6. Bodrumspor 32 53
7. Boluspor 32 50
8. Bandırmaspor 32 47
9. Gençlerbirliği 32 47
10. Erzurumspor 32 44
11. Keçiörengücü 32 39
12. Manisa FK 32 37
13. Ümraniye 32 37
14. Şanlıurfaspor 32 34
15. Tuzlaspor 32 34
16. Adanaspor 32 33
17. Altay 32 15
18. Giresunspor 32 7
Takımlar O P
1. Arsenal 35 80
2. M.City 34 79
3. Liverpool 35 75
4. Aston Villa 35 67
5. Tottenham 34 60
6. M. United 34 54
7. Newcastle 34 53
8. Chelsea 34 51
9. West Ham United 35 49
10. Bournemouth 35 48
11. Wolves 35 46
12. Brighton 34 44
13. Fulham 35 43
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 35 36
16. Brentford 35 35
17. Nottingham Forest 35 26
18. Luton Town 35 25
19. Burnley 35 24
20. Sheffield United 35 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 33 84
2. Barcelona 33 73
3. Girona 33 71
4. Atletico Madrid 33 64
5. Athletic Bilbao 33 58
6. Real Sociedad 33 51
7. Real Betis 33 49
8. Valencia 33 47
9. Villarreal 33 45
10. Getafe 33 43
11. Osasuna 33 39
12. Deportivo Alaves 33 38
13. Sevilla 33 38
14. Las Palmas 33 37
15. Rayo Vallecano 33 34
16. Mallorca 33 32
17. Celta Vigo 33 31
18. Cadiz 33 26
19. Granada 33 21
20. Almeria 33 14