Penturk Haber
2012-12-19 06:19:00

KUBİLAY İLE METİN’İN AKLI!

19 Aralık 2012, 06:19

 Kubilay Öztürk, geçmişte birlikte çalıştığım, şimdilerde de teşvik-i mesaimizin devam ettiği gazeteci arkadaşım. Aylık periyotlarla çıkan Yerel Hayat isimli gazetenin sahibi. Ömrünü aşağı yukarı bu ilçede geçirdiği için artık Pendik’in tapulu mallarından biri sayılır. Define gibi bir adamdır. Kazdıkça yeni ve değerli bir şeyler bulma şansınız hep vardır! Kısa bir süre önce artık alışılagelmiş sohbetlerimizden birini yapıyoruz.
-Son dönemlerde yoğunlaşan, sabah kahvaltıları, akşam davetleri vb toplantıların hemen akabinde-
Kafayı sabah kahvaltılarına takmış durumdayız!
Çoğu açık büfe ya da yediğin önünde, yemediğin arkanda türünden sabah kahvaltıları!
Eh! Misafirlerini ağırlayacak olan ev sahibi, hem davet edip hem de cimri davranacak değil ya! Sofranda çorba, bal, tereyağı, börek (bir kaç çeşit), salam (bir kaç çeşit), sucuk, sosis, yumurta, omlet, zeytin (yeşil-siyah), salata, peynir (bir kaç çeşit), domates, biber, maydanoz, yaz helvası, kış helvası, tahin - pekmez, incir, kuruyemiş, çay, süt, kola, meyve suyu, meyve, kızarmış ekmek. Daha akıla gelmeyen ne varsa var. (ABARTMIYORUM)
Hani haksızlık etmeyelim; her şey ev sahibinin iyi niyetinden, cömertliği, misafirperverliğinden.
-Bu kahvaltılara bir çoğumuz çoğu zaman tok geliyoruz.-
Akşam davetlerinde fuayedeki kuru pasta vb. ikramlarında da durum aynı. İkramların çeşitliliğine birçok pastanenin vitrininde zor rastlarsınız!
- Bizim Sedat Savaş pek sever bu tür davetleri (başka bir gazeteci arkadaşımız) bu tür davetlere keşke on tane Sedat katılsaydı da birazdan söz konusu ettiğimiz mesele kökten halledilse, tarihin tozlu sayfalarına karışsaydı. Ama ne yazık ki bizim Sedat’ımız biricik! -
Davetlerin sonunda, geride kalan manzara şu: Hiç dokunulmamış peynirler, zeytinler, helvalar, salamlar, pastalar, börekler, kuruyemişler vb. Hem de neredeyse tamamında ve her seferinde!
Peki ne oluyor geriye kalanlar? Öğrendiğimiz kadarıyla çöpe atılıyor!
Bunun bir açıklaması vardır elbet ama bize asla tatminkar gelmez...
İlçede o kadar fakir - fukara, sokakta yatıp kalkan aç bitap insan var. O kahvaltılarda, davetlerde sunulanları sofralarında belki de ömür boyu görmemişlerdir.
Kubilay’la karar veriyoruz: Belediye bu tür davet verenlere yönelik bir çalışma yapsın. Davet sonrası kendi görevlilerini göndererek dokunulmayan ve tüketilebilecek durumda olan her şeyi paketleyerek ihtiyaç sahiplerine dağıtsın.
Hem israfın önüne geçsin, hem de hayır yapıp hayır duası alsın.
Pendik’te yıl boyunca böylesi yüzlerce davetin gerçekleştiği hesap edilirse, göz önünde bulundurulması, değerlendirilmesi gereken bir durum olduğuna inanıyoruz ikimiz de.
Bilmiyorum ama belki de birbirimize gaz verdiğimizden, bir türlü hız kesemiyoruz...
Ücretsiz proje üretiyoruz.
Ya sokakta kalanlar, uzak yoldan gelip kalacak yeri olmayan, otele, yemeğe para ayırmakta zorlanan insanlar düşünülmemeli mi?
Düşünülmeli elbet!
Belediyemiz yapsın bir misafirhane. Hem yemek yenilebilsin, hem de bir ya da birkaç gece yatabilsin ihtiyaç duyanlar. Kötü mü olur? Çok mu zor böyle bir şey yapmak? Bizce misafirhanenin inşaatını büyük proje yapan inşaatçılar, AVM’ci, otelciler yapar; hayırseverlerde yıl içindeki tüm masraflarını karşılarlar.
Hatta biz bile 100’er TL ile hayırseverlere başlangıç yapmak isteriz...
Daha neler neler!
Kubilay ile Metin’in aklı işte...
Dev projelerin yanında bizim aklımıza gelenler ne ki...
Ama kanaatimiz şu: Bu ilçeyi yöneten Kaymakam, Belediye Başkanı, Emniyet Müdürü, Milli Eğitim Müdürü, Müftü mutlaka birçok meseleyi kendi ekipleri ile istişare ediyorlardır.
Ama alışılmış mutat istişare çevrelerinin yanı sıra kedi ormanlarının dışına çıkıp her konuda farklı bakış açılarını da değerlendirmeliler.
Çünkü bu ilçede daha çook Kubilay ve Metin’ler var. Ve birinden birinin fikri elbet işe yarayacaktır.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.