Penturk Haber
2015-12-27 15:43:21

Korkaklık Öyküleri

27 Aralık 2015, 15:43

 Sizi bilmem ! 

Ama şahsen benim korktuğum pek çok şey var. Hem de sayamadığım kadar. O yüzden teker teker sıralamaya cesaretim yok… Etrafımız okuldan atılma korkusu ile devamsızlık yapmayan, sınıfta kalma korkusu ile ders çalışan (adam olmak için değil) işten atılma korkusuyla patronuna yalakalık yapan (belki de sırf bu yüzden kraldan fazla kralcı kesilen) dayak yerim korkusuyla anne babasına yalan söyleyen, başıma bir iş gelir korkusuyla etliye sütlüye karışmayan, zarar ederim korkusuyla parasını hep yastık altında tutan, başaramam korkusuyla hiçbir yarışa girmeyen, reddedilirim korkusuyla sevdiğini söyleyemeyen ve benzer bin türlü korkuyla yaşamını sürdüren insanlarla dolu…

‘Korku – Korkmak’ insani bir duygu elbet. Aşık olmak , acı duymak, hasret çekmek, acıkmak, üzülmek, gülmek, cesur davranmak gibi bir şey yani.
Tuhaf olan, bu kadar korkunun ve korkaklığın var olduğu bir ortamda ; korkaklık kavramının ayıp, yüz kızartıcı bir şey olarak algılanmasıdır.!

Ama iş lafa gelince herkes kendi çapında bir kahramandır.Ya da özendiği bir kahramanı vardır.
Korkak bir masal kahramanı, başrol oyuncusu olmaz.Onlar hep cesurdurlar…Bu durum adeta bir mecburiyettir!
Uzatmayayım.Yanlış anlaşılmaktan korkarım…

Söylemek istediğim şey netice itibari ile şu:
Bir şeyden ya da bir şeylerden korkuyor olmanız, sizi ikinci sınıf bir vatandaş yapmaz. Ama var olan korkularınızı kabullenmeyerek cesur havalarına girmekle de, birinci sınıf bir vatandaş olamazsınız.
Boş yere kendinizi sıkmayın. Korkularınızla yüzleşmekten de çekinmeyin.
Bu, daha insanca olacaktır!
Şimdi size üç korkaklık öyküsü:

1.ÖYKÜ: Askerler cephe cepheye savaştadır. Komutan dinlenme molasından sonra seslenir.
-Arkadaşlar! Saydım, düşmanın sayısı tam bizim kadar.Yani bir kişiye bir kişi düşüyor. Şimdi herkes kendine birini seçsin. Siperden çıkıp göğüs göğüse çarpışacağız.
Bu konuşmanın üzerine askerlerden biri elini kaldırıp söz alır ve şöyle der:
-Komutanım! Ben benimkini iyilikle halledebilir miyim …

2.ÖYKÜ: Esir kampında esirlerden biri suç işlemiştir. Derhal tamamı bir alanda toplatılır.
Kamp komutanı yüksek sesle tehtit eder.
-Suçu kim işlediyse derhal bir adım öne çıksın, yoksa fena olacak…
Esirlerden biri bir adım öne çıkar. Ardından biri daha.. Biri daha.. Derken…Herkes bir adım öne çıkmıştır.Ama bir kişi yerinde kalır.
Komutan şaşkın bir ifadeyle sorar:
-Sen neden orda duruyorsun?
Cevap gecikmez :
-Ben suçsuzum komutanım!

3.ÖYKÜ
Adamın biri o kadar korkak o kadar korkakmış ki; etrafında ‘gölgesinden bile korkar’ diye nam yapmış.
Günün birinde ormanda dolaşırken bir Ayı’nın saldırısına uğramış. Kaçamamış.
Boğuşmuş Ayı ile. Sonuçta kaçırmış o iri hayvanı.
Olayı uzaktan gören bir köylü herkese anlatmış durumu.
Gölgesinden bile korkan adam köye döndüğünde, etrafını sarıp sormuşlar: Nasıl becerdin bunu? Hiç korkmadın mı?
Evet demiş. Korktum. Hem de çok korktum.
Ama bu sefer, ölmekten korktum…

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.