Penturk Haber
2012-05-04 04:21:48

BELEDİYE YÖNETİMİ AK MI KARA MI !

04 Mayıs 2012, 04:21

 Refah Partisi döneminden başlamak üzere, Fazilet Partisi ve AK Parti dönemlerinde, belediye hizmetlerini tartıya koyacak olsanız ‘başarılı’ kefesi ‘başarısız’ kefesinden ağır basacaktır şüphesiz.
Nitekim, belediye hizmetlerindeki bu başarılı performanslar, yerel ve genel seçimlerde de iktidarların değişmemesinde, hatta oyunu artırarak görevde kalmalarında önemli etken oldu.
Bu açıdan, geçmişten başlayarak AK Parti yönetimini tebrik etmek; hakkını teslim etmenin gereğidir.
Seçim sonuçlarında ortaya çıkan tablo da özetle budur.
Lakin ülkemizde demokrasinin henüz sindirilememiş olduğunu, çağdaş, katılımcı bir yönetim anlayışının pratize edilemediğini, çoğunluğu ele geçirenlerin; kendilerini her şeyi ve herkesi ele geçirmiş gibi gördüklerini - sandıklarını da bu yönetimler döneminde gördük - görüyoruz.
Mesele memleket meselesi yani.
Toplum, dolayısıyla toplumu oluşturan ve çeşitli kademelerde yönetici vasfına erişen, sorumluluk alan bireylerin demokrasi anlayışı, hayata, insana ve olaylara bakışı daha da olgunlaşmadıkça; ha Ali - Veli, ha Veli - Ali fark etmeyecek.
Buradan gelelim Pendik Belediyesine. Bilindiği üzere AK Parti’nin çoğunlukta, CHP’nin azınlıkta olduğu bir yönetim var mecliste. ( % 100 AK Parti değil yani)
Kısa bir süre önce 2011 yılı Faaliyet Raporu’nun görüşüldüğü bir meclis toplantısını takip ettim. Her iki tarafın da konuşmalarını baştan sona dinledim.
Muhalefet meclis üyelerinin AK Parti kanadına yönelik eleştirileri arasında ön plana çıkan - altı özellikle çizilen husus; belediyenin kapalı bir kutu olduğu, kararların şeffaf alınmadığı, kamuoyunda yeterince tartışılmadan dayatıldığı, her şeyin birkaç kişi tarafından organize edildiği, muhalefet meclis üyelerine, hatta hatta AK Parti meclis üyelerine dahi zamanında - doğru ve yeterli bilgi verilmediği, ben ne dersem o olur, biz ne düşünür - yaparsak o doğrudur mantığının güdüldüğü hususu oldu.
CHP’lilerin bu eleştirileri siyaseten yaptığı düşünülebilir.
Gelin bu iddiaları kısmen de olsa siz okurlarla test edelim.
Örneğin siz; Pendik’te uygulanacak olan kentsel dönüşümün ayrıntıları hakkında ne kadar bilgi sahibisiniz? Bu konu hakkında sizi kim, nasıl, ne kadar bilgilendirdi.
Örneğin siz; Pendik sahilinde yapılacak olan yeni sahil düzenlemesi hakkında ne kadar bilgi sahibisiniz? Bu konuda size bilgi veren, fikrinizi soran, katkınızı isteyen kimse oldu mu? ( Kartallıysanız bu konu sizi ilgilendirmez...)
Örneğin siz; Kartal Yunus’taki Kumcular Limanı’nın Pendik’e taşındığından haberdar mısınız? Bu konuda size hiç fikrinizi soran, rızanızı alan oldu mu? (AK Partili, CHP’li, MHP’li ya da başka bir partili olabilirsiniz fark etmez)
Örneğin siz; Pendik Lisesi Futbol Sahası’nın, turizm ticaret alanına çevriliyor olmasını onayladınız mı? Niçin böyle bir uygulamaya gerek görüldüğünü, bu alana ne yapılacağını biliyor musunuz?
Örneğin siz; şehir merkezindeki belediye hizmet binasının E-5’in üzerine hangi gerekçelerle taşınacağını biliyor musunuz? Bundan haberdar oldunuz mu? Şehri ilgilendiren böylesi bir konuda bir kamuoyu yoklamasına rast geldiniz mi?
Bu soruları çoğaltmak, mevzu ile ilgili ayrıntılara girmek elbette mümkün.
Ama belli olan o ki; ortada en azından kocaman bir iletişimsizlik var!
Ve insanın, her ne kadar kontrollü olmak istese de ; kendini tutamayıp ‘Olmaz böyle şey!’ diyesi var...
Muhalefet meclis üyeleri bu konulardan muzdaripler ama, belediye yönetimi yerel basınla da; gündemle ilgili konularda bilgi vermek, soruları cevaplamak üzere bir araya gelmiyor. Yani gazeteciler de olup bitenlerden ağırlıklı olarak bi haber durumdalar. ( Doğrusunu söylemek gerekirse basın toplantısı talep eden, bilgi sahibi olmak isteyen de her nedense pek yok!)
Dolayısıyla kamuoyu en kısa yoldan, en doğru, irdelenmiş bir şekilde haber alma hakkından da mahrum edilmiş bulunuyor!
Belediye Başkanımız Dr. Salih Kenan Şahin ise bu hususa “ Ben bir şeyi tamamlamadan halka bilgi vermeyi doğru bulmuyorum. Çünkü planladığınız şey bazen olmuyor ya da değişikliklere uğrayabiliyor. O zaman da söylediğini yapmayan, sözünde durmayan, kamuoyunu yanıltan bir pozisyona düşmüş olurum” şeklinde bir açıklama getiriyor.
Doğrusu; mevcut meselelerin ciddiyeti, ilgilendirdiği ve etkilediği insan kitlesi düşünüldüğünde bu gerekçeyi ‘çocuk kandırmacası’ gibi bir açıklama olarak görüyorum.
Dürüst - şeffaf - demokratik - çağdaş - sorumluluk sahibi her yöneticinin; önce kendi partililerine, sonra muhalefet kanadına, basına ve kamuoyuna, her an - her aşamada bilgi vermesi, açıklama yapması gerektiğine; var olabilecek değişiklik ve yeniliklerde de gerekli izahatları yapabileceğine inanıyorum.
Hiç kimse ‘daha çok oy aldık’ diye mutlak keyfiyetle karar verme lüksüne sahip değildir. Unutulmamalı ki siyasi iktidarların, kendilerine oy verenlere karşı olduğu kadar, oy vermeyenlere karşı da sorumluluğu bulunmaktadır.
Ve bu sorumluluklar görmezden geliniyor, çeşitli gerekçelerle yerine getirilmiyorsa, o zaman da insanların ‘ateş olmayan yerden duman çıkmaz’ diye düşünmeleri ve birçok uygulamanın altında bir çapanoğlu aramaları kaçınılmazdır.
Bu durumda; başarılı hizmetlerin var olduğu gerçeği de, yanlış olan hiçbir anlayışı - uygulamayı - doğru hale getirmez.
Yani; matematik imtihanına girildiğinde, 10 sorudan 4’ünü yanlış cevaplayıp, “Hocam bak 6 soruyu ne güzel cevaplamışım” şeklinde savunma yapmanız, sizi haklı yapmaz, o yanlışları nota dönüştürmez.
Ve işin en doğrusu; iyi niyetli eleştirilere kulak verip, varsa yapılan yanlışları fark ederek düzeltmektir.
Memleket insanının memleketi yönetenlerden beklediği, memlekete mesafe aldıracak anlayış da budur.
‘AK MI KARA MI’ meselesine gelince; Hiç kimse yoğurdum kara demez, ama hiç kimse de sütten çıkmış ak kaşık gibi de değildir...
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.