Başarılı hükümetler ülkeye, başarılı belediye yönetimleri de ilçeye mesafe aldırırlar.
Hükümetin başarısı Başbakanın, bakanlarının ve milletvekilerinin; belediyenin başarısı da başkanın ve meclis üyelerinin performansına bağlı olarak şekillenir.
Diğer bir çok faktör vardır elbet ama netice ağırlıklı olarak bu unsurlara bağlanır.
Önümüzde yine bir yerel seçim var.
Özelimize baktığımızda, yaklaşık 650 bin nüfuslu ve 5 yıl içinde de 800 bin nüfusa dayanacak bir ilçe olan Pendik’i yönetecek bir kadroya yetki vereceğiz.
Evvelce belediye yönetimlerinde başarı; yol, su, kanalizasyon, alt geçit, üst geçit filan gibi hizmetlerle ölçülürdü.
Zaman içerisinde ‘ Belediye yönetimi’ tanımı da, halkın belediye yönetiminden beklentileri de değişti.
İnsanlar, özellikle İstanbul’da, yaşadığı ilçeyi neredeyse özerk bir devlet olarak görüyorlar.
Belediye yönetiminden, işsizliğe, yoksulluğa çare bulmasını; ekonomik, kültürel, sosyal ve her anlamda şehrin yaşam kalitesini artırmasını bekliyorlar. Beklentiler yükselerek, ayrıntılara girerek devam ediyor.
Bu yüzden de ‘ Belediye yönetimi’ her geçen dönem daha kapsamlı bir beceri ve başarı gerektiren; zorluk derecesi yükselen bir vazife olarak seçilecek kadroları bekliyor.
Seçim sürecinde aday adaylığı safhasını geride bırakmak üzereyiz. Yakın zamanda tüm adaylar meydana çıkacak. Adayların belli olmasıyla birlikte, meclis üyeliklerinin belirleneceği bir dönem başlayacak.
Buraya kadarki kısmı şunu söylemek için yazdım:
Meclis üyeleri de en az başkan adayları kadar önemli. Hem seçimi kazanabilmek, hem de seçildikten sonra, talip olunan bu zor vazifeyi layığı ile başara bilmek adına, yetkin kadrolar şart.
Peki niçin yazdım. Şundan:
Siyasi partiler, meclis üyesi adaylarını belirlerlerken, öncelikli kriter, bu şehri yönetebilecek donanımda isimleri bir araya getirmek olmuyor. Seçilen isimler daha çok, partideki ağırlığı, mahallesindeki oy kapasitesi, memleketi, mezhebi, ekonomik gücü filan gibi faktörlere bağlı olarak belirleniyor ve sıralanıyorlar. Öyle olunca da yönetim kalitesinin, dolayısıyla şehrin ve insanların yaşam kalitesinin de standardı düşüyor.
Netice itibariyle, uzman bir göz; partilerin tercih ettiği adaya, meclis üyelerine bakarak şehrin geleceği hakkında kanaat sahibi olabilir.
Ama benim asıl söylemek istediğim şudur:
Gün gelir halk da bu kadrolara göz atar ve oy verirken tercihini ona göre belirlemeye başlarsa… Ki başlamalı!
Ancak o zaman; siyasete de, memlekete de, vatandaşın yaşam kalitesine de bir çeki düzen gelecektir.