Hepimizin malumudur ki 4 Kasım 2012 Pazar günü Milliyetçi Hareket Partisinin 10. Olağan Büyük Kurultayı vardır. Bu kurultay da davamızın için değerli birçok gönül insanı Milliyetçi Hareketin lideri olmak için delegelerden oy isteyip, kararı bekleyeceklerdir. Akabinde de Milliyetçi Hareket Partisinin 10. Büyük Kurultayını kazanan isim ortaya çıkacak ve bu süreç tamamlanacaktır.
Peki ya sonra ne olacak?
Neredeyse yarım asırlık bir mazisi bulunan partimiz yine bir bölünmeyle mi karşı karşıya gelecek?
Ya da kurultay sonrası farklı isimleri destekleyenler birbirlerine mi düşecek?
Yoksa MHP aynı CHP’nin düştüğü o rezil duruma mı düşecek?
Hayır, ben bunlara inanmıyorum, inanmak istemiyorum.4 Kasım akşamı sonuç her ne olursa olsun aday olan tüm büyüklerimiz o günün Genel Başkanının huzurunda el ele verip Milliyetçi Hareketi İktidara taşımak için ellerinden geleni yapmak zorundadır. Gün artık kendi içimizde uğraşma vakti değildir. Gün elde kalan son toprak parçasını canla, başla savunma günüdür.
Milliyetçi Hareket Partisinin genel başkanlık koltuğu, o koltukta oturan her kimse ona bir emanettir.
Bu davanın şehitlerinden, gazilerinden, yaşayan ya da hakka yürümüş olan tüm gerçek ülkücülerden o günün genel başkanına emanet edilen kutlu bir mevkidir orası.
O mevki de oturan insana neyi yapıp neyi yapmamasını söylemeye şahsen biz gençlerin bir hakkı yoktur. Ülkü Ocaklı gençler “Lidere sadakat şerefimizdir” düsturunda her zaman hareket etmiştir. Bundan sonra da o koltukta oturan her kim olursa olsun sahip olduğu duruştan asla taviz vermeyerek liderinin hep yanında olacaktır.
Ancak biz Ülkü Ocaklı gençlerin büyüklerimizden tek bir ricası vardır;
4 Kasım akşamı sonuç her ne olursa olsun şahsi çıkarlar, şahsi emeller, şahsi duygularla hareket edilmemeli Milliyetçi Hareketin geleceği tehlikeye atılmamalıdır. Birlik ve beraberlik içerisinde eski kırgınlıklar unutularak el birliği ile “Rehber Kur’an, Hedef Turan” çağrısı yinelemelidir. Bu yolda da ilk iş olarak Milliyetçi Hareket iktidara taşınmalıdır.
Kurultaylar her siyasi oluşum için çok önemlidir. Bizim davamızda da kurultayların önemi büyüktür. Çünkü kurultaylar:
Kurultaylar yeniden diriliş günleridir.
Kurultaylar geçmişten ders alıp geleceğe yönelmenin başladığı günlerdir.
Ve en önemlisi de Kurultaylar hedefe giden yolun yeri geldiğinde son basamağıdır.
O yüzdendir ki Milliyetçi Hareket Partisinin Genel Başkanlığına aday olanların bu kurultayda kendilerini değil davalarını düşünmeleri bu davaya bugüne kadar yaptıkları hizmetler kadar büyük bir hizmet olarak bizlerin akıllarında kalacaktır.
4 Kasım Akşamı MHP eskisinden daha güçlü olmak zorundadır. Bu gücü de bizler yalnızca birlik ve beraberlikte bulabiliriz.
Yazımı Merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in şu güzel sözleriyle bitirmek istiyorum.
“Davalarımızın çözümü kendimize dönmek, sarsılmaz bir birlik halinde el ele vermek ve geceli gündüzlü çalışmaya girişmekle mümkündür.”
Özümüze döndüğümüz, sarsılmaz bir birlik halinde el ele verip, geceli gündüzlü çalışmaya yeminler ettiğimiz bir 4 Kasım Akşamı görmek dileğiyle…
Saygılarımla…
4 Kasım Akşamı Milliyetçi Hareket Partisi
Paylaş