Üstelik eğer bir tartışmada, bir mücadelede, hatta ticari rekabette bir taraf kazanırken diğer taraf yerle bir oluyorsa orada kazanan zaten yok ki... Kadın kocasına karşı direnemeyebilir ve geri çekilebilir. İçindeki kırgınlık, anlaşılamamanın verdiği acı ileride çok daha derin sorunlara yol açar. Koca ise tartışmadan zaferle çıktığını, haklılığını ispatladığını düşünür, tatmin olur. Bu kareyi uluslararası ilişkilere de taşıyabiliriz, iş hayatına da sosyal yaşamada...
Son aylarda yaşadığımız ‘şike’ tartışmaları da tanık olmak yerine taraf olmanın güncel bir örneğini oluşturuyor. Daha neyin ne olduğunu anlayamadan sokaklara döküldük.
Yaşantımızda mikro ya da makro ölçekte sürekli taraf ya da tanık olmayı seçeceğimiz durumlarla karşılaşacağız. Taraf olmamız da gerekecek. Gerekli de... Ancak taraf olmadan önce tanık olmak, gerçekten neyin ne olduğunu anlamaya çalışmak en azından vicdanlarımızın rahatlığı ve adil olabilmek adına doğru bir seçenek. Bu seçeneğin bir başka önemli yansıması ise, sürüdeki koyun olmaktan da bizleri koruyacak olması.