Penturk Haber
2013-06-04 06:30:33

SAKAL-I ŞERİF VE 3. KÖPRÜ

04 Haziran 2013, 06:30

 Takvimler 2006 yılının Razaman ayında bir günü gösteriyordu.Ankara'nın göbeğindeki bir malikhanede heyecan vardı. Başkentteki politikacıların ve hükümete yakın işadamlarının eşleri görecekleri "Emanet"i bekliyorlardı.

 

O emanet, Hz. Peygamber'e ait bir Kutsal Emanet, "Sakal-ı Şerif"ti. Kutsal Emanet hanımefendilerin ayağına getirildi.Üstelik bir yıl önce de Atatürk Havalimanı'na, Dubai Şeyhi'nin ayağına getirilmesi girişimi hala hafızalardaydı.

Ev sahibesi misafirlerine jest yapacak ve salonda sergileyecekti. Oysa Sakal-ı Şerif'i görmek, kutsal olduğu için "ZİYARET ETMEK" olarak tanımlanır.Oradaki hanımefendiler için ise, onlara özel sergiydi.

***

Ve o müthiş an geldi, kutsal emaneti sarmalayan çuha açıldı. Kiminde gözyaşı vardı kimin de merak. Dualar edildi, Kur'an okundu. (Allah kabul etsin)

Ancak, Hz. Peygamber'e ait bir emanetin, eve kadar, bir anlamda ayaklarına getirilmesinde n rahatsız olanlar da vardı. Nitekim bu yazıyı, onlardan biri dolayısıyla okuyabiliyorsunuz.

***

Sakal-ı Şerif daha sonra getiren görevlilere teslim edilerek İstanbul'a gönderildi. İddia o ki, emanet İstanbul'dan, saraydan getirilmişti. Zira ev sahibesi, o dönem Milli Saraylar'ın bağlı olduğu politikacının eşiyle samimiydi. Bu jesti de (!) o samimiyete borçluydu.

***

Peki durduk yere 7 yıl önceki bir olayı sizlerle niye paylaştım?

Üç gün önce İstanbul Boğazı'na yapılacak 3. Köprünün temeli atılıyordu. İstanbul'un Fethi'nin yıldönümüydü. Bu vesileyle de Hz. Muhammed'in fethi müjdeleyen hadisi sık sık hatırlatıldı. İl Müftüsü tarafından Kur'an okundu, dualar edildi. "Manevi bir rüzgar" hakimdi. Tartısı bende değil elbet ama maneviyat samimiyet ister..

***

Lafı eveleyip gevelemiyorum, sadece dikkatli dokunuyorum klavyenin tuşlarına.

***

Bu törenle, yukarıda anlattığım 7 yıl önceki olay arasında nasıl bir bağ var biliyor musunuz? Ankara'nın göbeğindeki o malikhanenin sahibi, üçüncü köprü ihalesini İtalyan ortağıyla birlikte kazanan işadamının, İbrahim Çeçen'in ta kendisiydi. Törendeki bu havanın mimarı da oydu. Kendisine bu işi sorduğumda "Ne var ki bunda?" demişti.

Tören alanında, milyar dolarlık işin temeli atıldı, bir yandan da inancın gereği yapıldı, eyvallah. Ama içimden bir ses: "Keşke aynı inancın gereği 7 yıl önce de yapılsa ve "Kutsal emanet" ayağa getirilmeyip, ayağına gidilseydi" dedi.

Bunları düşündüğüm anlarda, İl Müftüsü Hz. Peygamber'in hadisini hatırlatıyordu:

-Konstantiniyye mutlaka fetholunacaktır. Ne güzel komutandır, o komutan. Ne güzel askerdir, o asker.

"İstanbul'un fethini müjdeleyenin" hadisinin yankılandığı törenin ev sahibi, 7 yıl önce de bu müjdenin sahibi Hz. Peygamber'in Sakal-ı Şerif'inin getirildiği evin sahibiydi. Ve törende İslam peygamberine hürmet sergileniyordu her fırsatta. Ne güzel.

Ancak, O'nun "Kutsal emanetini" ayağa getirmekte sakınca görmeyen maneviyat, samimiyet sorgusuna açık değil midir? O "HÜRMETİ", milyarlık ihalenin keyfinde değil yalnız, her vakit, milyon defa hak ediyor İslam peygamberi.

Bir kıtadan diğerine kurduğunuz 3. köprünüz hayırlı olsun da;

Demem o ki, 7 yıl önce bu hürmeti gösterip, "ŞEFAATİNE" de bir köprü kuraydınız daha iyiydi. Ama dünya malı işte.

* * * * * * ***

ALKOL VE ZİNA

Alkolle ilgili düzenlemeyi savunurken Başbakan'ın ettiği "İki ayyaş" sözü siyasetçinin "nasıl konuşmaması" gerektiğine sağlam bir örnekti. Bunun yanında, düzenlemeye destek vermiş olmasına rağmen, MHP'nin Grup Başkanvekili Mehmet Şandır da, Bengü Türk'te katıldığı yayında "Bu tarif Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık makamına yakışmadı" diyerek, sorumlu bir siyasetçinin "nasıl konuşması" gerektiğinin örneğini verdi.

 

Ama Başbakan'ın sözüyle ilgili en müthiş değerlendirme MHP'nin bir diğer Grup Başkanvekili Oktay Vural'dan geldi. Hatırlayacağınız gibi, AB uyum yasaları çerçevesinde iktidar zinayı suç olmaktan çıkardı. Vural'ın sorusu netti:

-Biz bu yasaya destek verdik. Yapılan doğrudur. Ancak, alkol serbestisini sağlayanları "AYYAŞ" diye tanımlayacaksak, zinayı suç olmaktan çıkaranlara ne ad vereceğiz?

Bu soruyu ben de sosyal medyada paylaştım.. Ama gelen yanıtları burada paylaşamam..

* * * * * * * * ** * * *

Günün Sözü: Söz ağızdan çıkıncaya kadar sahibinin esiridir. Ağızdan çıktıktan sonra, sahibi sözün esiridir..

Hz. Ali

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.