Dinlemek, Dikkate almak,
Anlamak, anlamaya çalışmak….
Ya da
Dinlememek,
Dikkate Almamak,
Anlamamak, anlamamak için üstün çaba sarf etmek…
İşte tüm bunlar “Muhalefet-İktidar” ilişkisi üzerinde
Doğru “iktidar dili” ve “Doğru Muhalefet dili” oluşturulamadığından Koskoca sorunlar yumağı, önümüzde durmakta
Muhalefet etmek ve İktidar olma durumunu günümüzdeki şeklinin yansımalarını
Kısa kısa örneklersek,
Mesela eğitimsizlikleri ve kültürsüzlükleriyle ön plana çıkan profillerin, kendi eksikliklerini gidermek yerine eğitim ve kültür seviyesi yüksek olan insanlarla "elit" diye dalga geçerler, öte yandan kendileri gibi avam siyasetçileri "halkın adamı" diye omuzlarında taşıyıp, “Uzun Ofisler” de de “nasıl yeni bir oyun kursak “ arayışları yaparlar,
Bu yaklaşımın bilinç altında eziklik yatar, "elit" olarak tabir ettikleri insanların kendilerini küçümsediğini, umursamadığını düşünürler.
Bu tam olarak daha muhataplaşmadan alınan bir tavır doğrultusunda kendisini ortaya çıkarır
Buna ilave olarak Demokrasi’nin özümsenmemesi ve demokrasinin ne olduğundan bihaber olduğu için muhalefet müessesesini "kaybedenler kulubü" olarak algılar ve tıpkı Fenerbahçe'yi Kadıköy de Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda yenmiş Galatasaray taraftarı gibi kaybeden tarafla alay eder, laf sokar, kendince eğlenirler... İşte bu ise her daim , çözümsüzlüğe dair en büyük katkı sağlama anlayışının temel dimağlarını oluşturan mantık dır.
Bu Erk profilleri "Muhalefet" olgusunun demokrasilerin olmazsa olmazı olduğundan bihaber, demokrasiyi, çoğunluğun, azınlıklara hükmetmesi olarak algılarlar.
Muhalefete , muhalefet ettikleri, yani işlerini yaptıkları için kızarlar, onlarla alay ederler, "bunlar kendi kendilerine bile muhalefet ediyorlar" derler,
Hizipçi derler,
Dedikoducu derler
Fitne-Fesat derler
Derle de derler...
Bir düşünün ; “bir doktora apandisiti patlamış bir hastanın apandisitini aldığı için kızdığını” …
Bu Profillere göre muhalefet , kendilerini yenen erk’in elini, "bükemediğin bileği öpeceksin" mantığıyla öpmeliler ve erk’in her dediğine evet demeliler ki, erk’in dolayısıyla kendilerinin önüne taş koymuş olmasınlar.
Netice itibariyle bu profillerin muhalefet algısı, muhalefetin "kaybedenler kulubü" olduğu yönündedir.
Bu algı yaklaşımı bırakılmadığı sürece atılacak her sözde pozitif adım yanlış değerlendirmeye de gebedir.
Örneğini geçtiğimiz Pazar günü “Ada Tesisleri Müzakereleri “ sürecinde gördük ….
İsa değil İbrahim
Adamın biri kendisini dinleyenlere "Kurban" meselesini anlatıyormuş:
-Hazreti İsa eline kılıcını aldı, kızını yatırdı, tam kafasını kesecek iken Allah yukarıdan bir öküz indirdi, demiş.
Sonra dinleyiciler arasındaki bir yaşlıya sormuş,
-Öyle değil mi hocam?
Yaşlı adam gülerek cevap vermiş:
-Be mübarek adam, hangisini düzelteyim?
Hazreti İsa değil İbrahim! Kılıç değil bıçak! Kızı değil oğlu! Öküz değil koç!
Saygılarımla ..
Muhalefet Müessesi Kaybedenler Kulübü değildir !
Paylaş
Devrin Aslanları 12 Yıl Önce
Doğru söze ne denir.Mevcut görevdeki arkadaşların biran önce kendilerine gelmesi şart. böyle gitmez