Penturk Haber
2017-03-28 23:34:26

BAHÇELİ NE İSTİYOR ?

Cemal YENİMAHALLE

28 Mart 2017, 23:34

 MHP lideri Devlet Bahçeli 15 Temmuz sonrasında Akp’ye ve onun nezdinde Erdoğan’a getir Başkanlık teklifini de bir görelim diyerek içinde bulunduğumuz gündemi belirleyen en önemli aktör oldu.


Bahçeli ne oldu da birden 15 Temmuz öncesi dile getirdiği söylemlerin aksine yeni bir söylemle kamuoyunun karşısına çıktı sorusu aylardır cevap bekleyen soruların başını çekiyor. Devlet Bahçeli’nin ağzından 15 Temmuz sonrası dönemin, devletin bekası için önem arz ettiğini ve geçmişte yaşanan kavgalara bu sebepten ötürü son vermeleri gerektiğini belirten sözler işittik. Hiçbir siyasi kavga devletin bekasından daha mühim değildir söylemiyle gündemi belirleyen ve Türkiye’de esen Milliyetçi havanın sebebi olan Bahçeli, bu çıkışıyla kararsız olan Akp seçmenini etkilemişe benziyor.

Bahçeli’nin Milliyetçi-Ülkücü Hareketin mensuplarını teşkilat disiplini içinde bir ideale doğru götürmesi düşünüldüğü kadar kolay olmuyor, bu sadece Bahçeli özelinde gelişen bir durum değil, Türkiye ortalamasının üzerinde bir eğitim seviyesine sahip olan ve devleti kuran Türk Milliyetçiliği fikrinin günümüzdeki temsilcileri olan Ülkücü hareketin mensupları sahip oldukları doktrin çerçevesinde gelişen ve değişen durumlara intisap edip bunun dışında önüne konan gelişmeleri kolaylıkla kabul etmeyen bir anlayışa sahiptir. Bahçeli’nin önünde engel teşkil eden en önemli mesele budur.

Bahçeli, belki gizli tutulması gereken sebeplerden ötürü meramını dilediği gibi anlatamıyor olabilir fakat bu muhalefeti yanına çekmesi için güçlü bir sebep olarak görünmüyor. Muhalefet genel merkezin daha şeffaf olup bildiklerini anlatmasını istiyor. Ayrıca MHP muhaliflerin kongre sürecini 16 Nisan Referandumuna taşıma niyetlerinin olduğu ve sandıkta çıkacak olan hayır sonucu ile Devlet Bahçeli’nin Genel Başkanlığının bir karşılığı kalmayacağını düşündükleri konuşulanlar arasında. MHP muhalifleri referandumu bir bakıma kongre hesaplaşmasına çevirecek düşüncesi hakim kamuoyunda. MHP muhalifleri bu iddialar karşısında tam anlamıyla ikna edici bir söylem geliştiremedi. Mhp muhalifleri içinde alanında uzman oldukça fazla isim var, onların yeni sistem üzerinde dile getirdikleri eleştiriler dikkate alınmalıydı ve ona göre bir yol haritası çizilmeliydi. Buna hem muhalefetin tavrı hem de Genel merkezin muhalefeti konumlandırdığı yer müsaade etmedi. Genel merkez arınarak büyümekten bahsederken, muhalefet Türk Milliyetçiliği fikrini 21.yüzyılın araçlarıyla ve gelişmeleriyle yeniden yorumlamak gerektiğini söylüyor. MHP içindeki bu ayrışma ileriki zamanlarda daha da derinleşeceğe benziyor. Bu amansız kavgayı kim kazanacak sorusunun cevabı da Türkiye’nin geleceği açısından büyük önem arz ediyor.

Bahçeli ne istiyor sorusuna gelecek olursak tanıdığımız Bahçeli’nin şahsi menfaatleri doğrultusunda kararlar almayacağını biliyoruz. Bahçeli’ye isnat edilen suçlamaların başında koltuğunu garanti altına almak istiyor söylemi geliyor. Dünya malına tamah etmeyen, aldığı maaşı burs olarak veren,şahsi mallarını bağışlayan bir isim için bu tür suçlamalar yakışık almıyor.

Hepimiz biliyoruz ki devletin bekası söz konusu olmasa Bahçeli yıllardır karşısında durduğu başkanlık sistemi üzerinde söylem değişikliğine gitmezdi. Şahsi kanaatim odur ki, Devlet Bahçeli ve Erdoğan kendi talepleri dışında devlet organizasyonunun isteği doğrultusunda bir araya geldiler ve Cumhurbaşkanlığı sistemi modelini önümüze koydular. Abd,Rusya,Çin,İran ve Ab ülkeleri gelecek 10 yılı 20 yılı kendi düşünceleri etrafında şekillendirmek isterken Türkiye’nin kendi sınırları etrafında cereyan eden olaylara ve dünyanın almış olduğu pozisyona karşı durağan bir halde cevap vermesi beklenemezdi. Bahçeli’nin ısrarlı tavrından anladığım kadarıyla Türkiye gelecekte de var olmak için bugünden pozisyon alıp yerini sağlamlaştırmak istiyor. Bu mesaj herkese geçmeyebilir,bu vatandaşın değil böyle önemli bir meseleyi anlatamayan proje sahiplerinindir.

Yalnızca maddeler üzerinden bir okuma yaparsak Mhp Anayasanın ilk 4 maddesinin korunduğunu yani Türklüğün ayaklar altına alınmasının önüne geçildiğini söylüyor. Anayasa’da en büyük kazanımın bu olduğuna önemle işaret ediyor. Burda Türk kimliğinin korunması sadece Mhp’nin görevi mi diye sorulmalıdır ? Türklüğü dert edinen başka partiler yoksa Türk Milli kimliği Türk vatandaşları tarafından bile yok edilme tehlikesi yaşıyorsa Türkiye’nin göründüğünden daha büyük sorunları olduğu sonucu çıkar. MHP diğer maddelerin geçmiş dönem kazanımlarını yok etmeyeceğini düşünüyor,kendilerince birkaç küçük taviz verilmiş olsa da devletin ve Türklüğün bekası küçük kayıpları önemsiz kılıyor.

Türkiye kamuoyu Erdoğan’ın söylemlerinden ziyade Bahçeli’nin ne dediği ile ilgileniyor,15 temmuzdan önceki uyarıları ve 15 temmuz sonrasında takındığı tavır ile kendi seçmeninden daha çok diğer seçmenler üzerinde saygınlığını artırmış olan Bahçeli Türk halkına güven veriyor. Vatandaşın kendi arasında yapmış oldukları sohbetlerde Bahçeli’nin özellikle devlet adamı kimliğine defaatle vurgu yapılıyor. Bahçeli milletin birliğinin ve beraberliğinin simgesi olmaya devam ederken kendi seçmeni karşısında ie sorgulanmaya devam ediyor.

Daha önce de belirttiğimiz gibi Milliyetçi-Ülkücü seçmenin sandık başındaki tavrı belirleyici olacak. Seçim sonuçlarının ardından Bahçeli’nin ne yapmak istediği sorusuna cevap bulacağımızı düşünüyorum. Bahçeli’nin herkesten gizlediği sırrın açığa çıkması için bir müddet daha bekleyeceğiz.

Türkmen beyi yine haklı çıkar mı ? Türkiye’nin geleceği bu soruda gizli..

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.