Penturk Haber
2016-02-26 23:58:02

AHMET HAKAN BUNLARI GÖRMEZLİKTEN GELME!

26 Şubat 2016, 23:58

 Hürriyet Gazetesi Yazarı Ahmet Hakan, 7 Haziran seçimleri öncesinde HDP seviciliğine soyunmuş, HDP'nin olabildiğince yüksek oy alması için bağlı olduğu yayın kuruluşunda kendi imkanlarını PKK'nın siyasi uzantısı olduğunu her hali ile ortaya koyan bu partiye açmıştı.

 

Tercihi o dönem bu yöndeydi ancak 7 Haziran'dan bu yana HDP'nin terörle arasına mesafe koymak bir yana terörün siyasi uzantısı olduğunu her fırsatta ispat ve tescil etmesi, Ahmet beye de "vebal yüklenenler" listesinde kendisi kabul etsin yada etmesin yer ayırmıştır.

 

1 Kasım'dan sonra ise Ahmet Hakan, Hürriyet Gazetesi'nde bulunan köşesinden ve CNN Türk'teki programında sürekli MHP'nin iç yapısıyla alakalı konulara yer verir oldu.

 

7 haziran'dan başlayıp 1 Kasım seçimleri sonrasına uzanan zaman zarfında HDP'yi parlatma anlamını taşıyan yayınlardan, birden bire MHP'ye ve MHP'nin iç yapısını ele almaya uzanan bir anlayışa bürünmesi Ülkücü Hareket'in olduğu kadar kamuoyunun da malumudur.

 

Ancak hala MHP'nin demokratlığını sorgulamakta ve 7 Haziran seçimleri öncesinde yüz yüze MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli ile yaptığı görüşmede, kendisi ve devlet adamlığı ile ilgili övgü dolu ifadelerini yok sayarak MHP Lideri'nin diktatör olduğunu bugün ima etmektedir.

 

Tavırlarıyla hem haksızlık yaptığının hem de yanlış içerisinde bulunduğunun ne derecede farkındadır bilinmez.

 

Ahmet Hakan bu durumunu geride bıraktığımız günlerde Hürriyet'teki köşesinden gazetecilik mesleğiyle ilişkilendiren bir değerlendirmeyle açıkladı.

 

Madem ki mesleği etikten ve esaslardan bahsediyor, görmediği, göstermediği veyahut kendisi gibi akıllı, zeki ve tecrübeli bir gazetecinin değinmemekte ısrar ettiği meseleleri bu köşeden kendisine hatırlatmakta fayda görüyorum.

 

Tane tane, adım adım ve madde madde sıralayarak, Ahmet Hakan'ın şu meseleleri dikkate almasında fayda vardır:

1-MHP'de ilan edilmiş bir kongre takvimi mevcuttur ve bu takvim, MHP'de tüzük değişikliği talep eden MHP delegeleri hukuki yollara başvurmadan önce açıklanmıştır.

 

2-Dolayısıyla MHP'de kongrenin gerçekleşmemesi gibi bir durum söz konusu değildir.

 

3-MHP'de imza toplayan isimlere ve delegelere yönelik, imzaların toplanması sürecinde anti demokratik bir uygulama söz konusu olmamıştır ve bunu Ahmet Hakan'ın televizyon programına katılan isimler açıkça ifade etmişlerdir.

 

3-MHP'nin kongre takvimi 9 Ekim 2016 tarihinde, yani bu yıl içerisinde başlayacaktır.

 

4-MHP 47 yıllık köklü bir maziye sahiptir ve siyasi tarihimizde önemli yeri vardır. Bu realite göz önüne alındığında, asıl demokratik olan yaklaşımın mümkün olan en geniş kapsamlı ve en alttaki teşkilat birimine kadar uzanan yelpazede; ilçe, il ve büyük kongre takvimlerini takip etmek olduğu ortadadır.

 

5-Bugün MHP'de tüzük kurultayını talep eden her bir teşkilat mensubunun hukuki koşulları yerine getirdikleri takdirde, istedikleri yerde, istedikleri teşkilat biriminde demokratik usullerle yapılacak olan seçimlerde aday olma hakları vardır.

 

6-Gerçekleştirilecek olan seçimlerde il başkanları sadece kendi teşkilatlarını ve beraber çalışacakları arkadaşlarını seçmekle kalmayacak, MHP'nin Büyük Kongre'sinde Genel Başkanı ve partinin diğer üst yönetim organlarını seçecek delegeleri de belirleyebilecektir.

 

7-MHP'nin parti kültüründe olağan üstü kurultay uygulaması bulunmamaktadır. Bu durum Merhum Başbuğumuzun vefatı sebebiyle, olağan üstü koşullarda bir kez gerçekleşmiştir.

 

8-MHP'de gerçekte olan teşkilat kapatma değil, görevden alma ve yerine atama yapılmasıdır. Hukuki terimler meselenin özünü gölgelememelidir.

 

9-Görevden almaların gerçekleştirildiği ilgili teşkilatlarda bulunan il ve ilçe başkanları, tüzük kurultayı isteminin yanında MHP Genel Merkezi ile uyumlu çalışmayacakları tavrını sergilemişlerdir. Bu bir demokratik haktır. 

 

10-Bununla beraber MHP Genel Merkezi'nin de kendi demokratik hakkını kullanarak, parti politikalarıyla uyumlu çalışacak görevlendirmeleri yapması da gayet tabidir.

 

11-MHP'de hali hazırda Genel Başkan aday adayı olduğunu ifade edenler, 2018 yılında yapılacak olan Olağan Kongre için de gerekli şartları taşımaları durumunda bu haklarını kullanabileceklerdir.

 

12-Bugün MHP camiasındaki asıl mesele MHP'nin köklerinden ve geleneklerinden gelen anlayışın korunması, dava şuurunun zarar görmemesidir. 

 

13-Söz gelimi geçmişi başka siyasi parti ve oluşumlarda bulunmuş olanların MHP Genel Başkanlık makamını kaldırabilecekleri ağırlık, birikim, hassasiyet ve şuuru "Ülkücü vicdanlarda" kabul görmemektedir.

 

14-MHP'nin tarihinde başka siyasi parti ve akımlardan gelmiş ve partide çeşitli kademlerde görev almış pek çok saygıdeğer isim vardır. Ancak takdir edersiniz ki MHP aynı zamanda ideolojik temelleri olan bir siyasi partidir ve Liderlik makamının esasları herkesle ilişkilendirilemeyecek kadar değerli, hassas ve önemlidir.

 

15-Ülkücü Hareket'in öz eleştiri kültürü vardır ve son derece saygın bir müessesedir. Ancak davanın kendisine zarar vereceği hissedilen tüm girişimlerin Ülkücü vicdanda yer bulmaları asla söz konusu değildir.

 

16-Haksız bir şekilde diktatör olmakla itham ettiğiniz MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli, geçmişte yapılan kongrelerde genel başkanlık için aday olmuş isimleri partiden asla dışlamamış, ölçüsü MHP'den şaşmamış olanları parti organlarında, hatta en üst seviyelerde bizzat görevlendirmiş, önlerini asla tıkamamıştır.

 

17-MHP Lideri Devlet Bahçeli bu hareketin 47 yıllık tarihinin her bir kademesinde vardır ve her döneminde dava adamlığı şuurundan asla sapmadan, bugünlere kadar gelmiştir. Buna şahadet etmeyecek olan tek bir MHP'li dahi yoktur.

 

18- Son olarak, Türkiye'nin mevcut durumunu dikkate aldığınızda, iç ve dış gelişmeler büyük bir sorun yumağına dönüşmek üzereyken, ülkemizde özellikle bir iç savaş çıkarma gayretleri ortadayken, MHP gibi milli hassasiyeti yüksel olan dava insanlarının yer aldığı bir partinin liderliği için Sayın Devlet Bahçeli dışında başka hiç kimse toplumsal huzurun sağlıklı bir şekilde korunmasına katkı sunabilecek, milli birlikteliğimiz için doğru kararlar verecek sorumluluğu taşıyabilecek tecrübe, birikim, güç, özen ve anlayışa sahip değildir.

 

Bunca konuyu ele aldıktan sonra umarım Ahmet bey meseleye daha iyi vakıf olmuştur.

 

Şayet hala olamadım diyorsa, beraber yaşadığı kediciği Sekter'in kendisine olan sert bakışlı ve aksi tavırlarının fıtratından öte, Ahmet Hakan'ın kendi şahsından kaynaklanabileceği ihtimalini bi düşünsün derim.

 

Olan bari güzelim kediciğe olmasın...

 

Not: Suriye'de varılan ateşkes anlaşması ve Türkiye'nin bundan nasıl etkileneceği, Suriye politikasında revizyon yapılmazsa daha büyük tehlikelerin bizi beklediğini bugün sizlere paylaşacaktım. Ahmet Hakan sağolsun, haksız ithamları nedeniyle bugün köşemizi ona ayırdık ancak Pazartesi bu meseleyle devam edeceğiz.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.