Sıcak ve bunaltıcı bir 15 Temmuz akşamı serinlemeye çalışırken, kendimizi cennet vatanımızı cehenneme çevirmeye çalışan FETÖ belası ile karşı karşıya bulduk. Ülke yangın yerine dönmüştü, “Önce Ülkem ve Milletim sonra Partim ve ben” diyen Devlet Bahçeli, ilk açıklama ile darbe teşebbüsünün seyrini değiştirmiştir. Ülkede huzur ve istikrarın sağlanması için aldığı kararlar hep tartışıldı, partisi ve kendisi hep bedel ödedi ancak Ülkeye bedel ödetmedi. İnanıyorum ki Ülkücü Hareketin Liderinin değerini gelecekte daha iyi anlanacak ve anlaşılacaktır.
Ülkemizde görüş ayrılıklarının keskinleştiği, anlaşmazlıkların ve gerginliklerin çok arttı bir dönemde Türkiye’nin daha rahat nefes alması, sükûnet ve huzurun tesis edilmesi gerektiğini düşünerek, Bahçeli’nin teklifi ile 24 Haziran’da Cumhurbaşkanını ve TBMM kendisini temsil etmesini istediği Milletvekillerini seçti.
15 Temmuz sürecinden sonra o kadar çok tartışıldı ki, partisinin içerisinden bir parti daha çıkmasına rağmen oy oranı ile alt edilmek istenirken büyük Türk Milletinin takdiriyle güçlü bir şekilde TBMM’de temsil yetkisi aldı. Hatırlatmakta fayda var Ülkücülerin hafızası hala diridir ve yerindedir, geçmişi unutmadan, geleceğe bakmalıyız.
15 Temmuzun bir milat olduğunu unutanlar, Ülkücü hareketin milli reflekslerini anlayamadılar ve anlamak istemediler. Her zaman olduğu gibi Türkiye’den başka bir şey düşünmeyen, Bayrağa, vatana sahip çıkmak için, Millet, Devlet için, Bozkurt bakışlı, Kürşad yürekli ülkü erleri kendilerini düşünmeden taşın altına gövdelerini koymaktan çekinmediler.
Eğer MHP, AK Parti’ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a destek vermeseydi, neler olurdu, hiç düşündünüz mü? Bahçeli’yi koltuk sevdalısı görenler aynı zamanda Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığı ile devlet karşıtlığını karıştırılmaktadır.
Çok değil bundan 5 yıl önce özerk bölgeler, eyaletler kurma, ana dilde eğitim, kendi güvenlik güçlerinin olacağını umarak hendekler kazılıyordu ya şimdi Devlet otoritesi sağlanmış, halk terör örgütüne karşı daha dik duruşlu, cesaretli ve en önemlisi MHP’ye bir teveccüh var.
Kuzey Irak’ta Barzani’nin, Kürdistan hayali yok, bölgede izlenen doğru politikalar neticesinde Fırat Nehri’nin batısına geçmeye çalışan PYD/PKK ya karşı Fırat Kalkanı Harekâtı ile terör koridoru bertaraf edildi, Zeytindalı Harekâtı ile Afrin alınarak, 2012’de Devlet Bahçeli’nin bölgede oluşturulmasını istediği Hilal şekli oluşturuldu.
“BENİM AKLIM HEP TÜRKİYE’dir dedi, hiçbir zaman Türk milleti için fedakârlıktan kaçmadı, korkmadı, en acımasız kuşatmalara göğüs gerdi, yılmadı, yorulmadı, sabır ve cesaretle yeminine sadık kaldı. Türkiye bu zorlu sürecin Milliyetçi Türkiye’ye doğru giden bir yol olduğunu unutmadan, ülkülerimizin peşinden gitmeye devam edelim…
Allah’a emanet olun.