AKP terörle müzakereleri referanduma götürürse ne olur ?

 İlk önce hemen bir miting yapar ve başbakan konuşmasına şöyle başlar;
"1000-2000 bebek, 2000-3000 çocuk, 5000-6000 kadın, bir o kadar erkek ve sayısı resmi olmamakla birlikte 30000 asker şehit olmuş.

Şimdi burada 2-3 kellenin hesabını mı soralım?

Bundan sonra refah içinde yasayacaksınız ve analar ağlamayacak". Ardından iki anket ve anket sonucu; şehit analarından tam destek, evet oranı %60 çıkar.

Ardından Gökçek HaberTürk'e çıkıp, terörden benim de 15 otobüsüm gitti, bende evet diyorum der bütün çakal gülümsemesiyle. Sıra cemaate gelir ve hemen açıklama yapılır; “Mezardaki şehitler bile kalksa evet oyu kullanır, demokrasi için bunu destekleyin”. Herkeste bir anda bir teyakkuz hali oluşur.

Hep destek gördükleri ve işlerin yolunda gittiği anlaşılırsa sıkıntı olabilir diye ara sıra Karayılan açıklama yapar; “Dört yapraklı Yonca’yı tamamlayıp Kürdistan’ı kuracağız, Güney Kürdistan’a selam olsun”. Aniden küçük bir gerginlik oluşur, günün sabahı beklenir ve borsa 1-2 puan artar. Bir iki de yurtdışı kuruluş ekonomik puan notunu açıkladı mı her şey yoluna girer.

Yiğit Bulut ekonomik göstergelerin daha da iyiye gideceğini anlatır jöleli saçlarıyla.

Sonuçta liberallerin ağızlarının suyu akmıştır artık. Sıra gelir gizli yeni bir kamuoyu yoklamasına.

AKP el altından bir iki anket yapar ve yapılanlara rağmen gerçekte toplumda o algının oluşmadığını anlar.

Sonra sınır illerinden birisi seçilir ama bu sınır il’in etnik ve dini inanış açısından bir potada erimemiş, çeşitli reaksiyonlar verebilen il olması gerektiğini fark eder.

Sonra olayları daha da dallandırıp budaklandırmak için o gün bir patlama meydana gelir.

Sırasıyla yetkililer kınama mesajı yayınlar hatta biri çıkıp “bıçak kemiğe dayandı” der. Vatandaş yeterince gerilmiş ve artık referandumun kuluçka süresi olgunlaşmaya yüz tutmuştur.

Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek ileri demokrasinin olmazsa olmazıdır!

Artık referanduma gidebiliriz…