Edirne Keşan'da gazeteci Feyzullah Aktan ile özel röportaj... 1962'den 2022'ye Keşan'ı da anlattı

YAŞAM 24.06.2022, 13:02
Edirne Keşan'da gazeteci Feyzullah Aktan ile özel röportaj... 1962'den 2022'ye Keşan'ı da anlattı

Edirne Keşan’da 58 yıl yayınlanan ve 2020 yılında arşivi Keşan Kent Müzesi’nde yayınlanmak üzere satın alınan Önder Gazetesi’nin sahibi duayen gazeteci Feyzullah Aktan, Erdoğan Demir ile yaptığı çarpıcı röportajda Kepirtepe Günlerini, gazetecilğe nasıl merak sardığını, eşi Ümmü hanım ile tanışmasını ve gazetenin kuruluş hikayesini anlattı. Keşan’a geliş hikayesini ve yaşadığı günleri de okurlara aktaran Aktan, genç gazeteciler tavsiyelerini, 1962’deki Keşan ile günümüzdeki Keşan’ı anlattı.- Erdoğan DEMİR / Volkan Gazetesi (EDİRNE İGFA) -

Feyzullah Aktan kimdir? Biraz kendinizden bahseder misiniz?

3 Şubat 1928’de Bulgaristan'ın Varna iline bağlı Yenipazar ilçesinin Çanlar köyünde doğdum. Babamın adı Karani, Annemin adı Seher idi. Necip, Halil adında  üç erkek çocuğunun en büyüğüyüm. Ailemle 1935 yılında iki devlet arasındaki anlaşma çerçevesinde Türkiye'ye ailesiyle birlikte göç ettik ve Lüleburgaz’ın Çengelli köyüne geldik.

Kepirtepe’den neden ayrıldınız?

Üç yıllık eğitimli ilkokulu bitirdikten sonra köyde çıraklık-çobanlık yaptım. 11 Ocak 1944 tarihinde Lüleburgaz Kepirtepe Köy Enstitüsü'ne girdim. Okulda Bizim Sesimiz adlı duvar gazetesini çıkardım. Gazetecilik bu duvar gazetesi ile ben de a yer edindi. 1948 yılında okuldan ayrıldım.

Ümmü Hanımla nerede tanıştınız?

Hayat arkadaşım olan Ümmü hanım ile okul arkadaşım idi.Okul arkadaşım olan Ümmü hanım ile evlenerek Lüleburgaz'da çıkan Özdilek Gazetesi'nde Yazı İşleri Müdürü ve fıkra yazarı olarak çalışmaya başladım.

Gazeteciliğe nasıl ilgi duydunuz?

Ben gazeteciliğe Kepirtepe Köy Enstitüsü’nde başladım. Nasıl oldu o iş. Okulun bildilerini duyurmak için bir pano hazırlamışlar. Benimle beraber bazı arkadaşlarım biz burada bir duvar gazetesi çıkaramaz mıyız? fikri oluştu. Müdürümüz İhsan Kalabay idi o zaman. Bir de eğitim başımız vardı Kemal Üstün. Kemal Üstün, Keşanlı Avukat Ufuk Kanışkan’ın eniştesidir. Teyzesi ile evli idi. Rahmetli oldu. İzin verdiler, okulda gazete çıkarmaya başladık. Şiir, resim, arkadaşlar yazılar yazıyor. Biz de onları oraya asıyoruz. 'Bizim Sesimiz' diye başlık yapmışız. Bu duvar gazetesi beni gazeteciliğe iyice ısındırdı. Bu okulda başladı. Sonra ben 11 Ocak 1944 tarihinde Kepirtepe’ye girdim; 1948 yılının Ekim ayında mezuniyetime 1 sınıf kalmışken okuldan ayrıldım. Ben okulda ön saflarda mücadele verdim.

CHP İKTİDARI HASAN ALİ YÜCEL’İ HARCADI

 Hasan Ali Yücel sizce harcandı mı?

1946 seçimlerini CHP kazandı. Ama Köy Enstitülerini kuran yaşatan Milli Eğitim Bakanlığı’nın en gelmiş geçmişinin ismi olan Hasan Ali Yücel’i bir kenara attılar. Reşat Şemsettin’i Milli Eğitim Bakanı yaptılar. Hasan Ali Yücel’i harcadılar bir anlamda.

Kepirtepe’den neden ayrıldınız?

Ben iki konuda arkadaşlarımın haklarını aradığım için kötü oldum ve okulu bıraktım bu nedenden dolayı.

Ben ayrılır ayrılmaz askere aldılar. Askerlikten sonra konu cezaevine girdim. İşler bizim düşündüğümüz gibi yürümedi işler. Herkes okuldan ayrılman sana başarı yolunu açmış, okuldan ayrılmasaydın öğretmen olacaktın. Ama şimdi öğretmenliğin çok ötesinde birisi oldun sen diyorlar bana. Gazetecilik öyle başladı. 'Bizim Sesimiz' adlı dergiyi 5 sayı çıkardım. 6.sayıyı çıkaramadan beni tutukladılar. 26 Mart 1953 yılında tutuklandım. 2.5 yıl cezaevinde yattıktan ve çıktıktan sonra Özdilek Gazetesi’nde çalıştım bir süre. 1955-1960 arası Lüleburgaz'da gazetecilik, fotoğrafçılık, firıncılık yaparken bir arkadaşımla "İstikamet" adlı aylık bir dergi de çıkardık.

Gençlere neler tavsiye edersiniz?

İnsan gençliğinde yaptığı yanlışların cezasını çok ağır çekiyor. 15-20 yaş arası insanın kanının en hızlı seyrettiği ve çabuk karar verdiği düşünmeden karar verdiği, aldanabildiği bir dönemdir. Bu yaşta verdiğin ve iyi gibi görünen kararlar senin hayatın boyunca başına dert olabilir. Bir yanlış evlilik yaparsın mahvolursun bir yanlış iş kurarsın mahvolursun. Ben şimdi Keşan’a geldim ama burada ne çektiğimi ben biliyorum.

ÖNDER NASIL KURULDU?

Önder Gazetesi’ni ne zaman kurdunuz?

26 Nisan 1962 tarihinde matbaa kurarak 2.5 yaşında iken doktora gülerek giden ama öğleden sonra hayata veda eden 'Önder' adlı oğlumun ismini yaşatmak için Önder adlı bir gazete çıkarmaya kurdum. Aynı yılın Kasım ayında gazeteyi ve matbaayı Keşan'a naklettim. Keşan’da Cumhuriyet, Hürriyet ve Milliyet gazetelerinin Keşan muhabirliğini yaptım. Gerek gazete olarak gerek kişisel çeşitli ödüllere layık görüldüm. 'Domuz Dolabı - Köy Enstitülerinin Kapanış Öyküsü' adlı bir anı kitabı 2012 yılında Edirne’de yayımlandı.

Keşan’a geliş hikayeniz nasıl oldu?

Sonra bu Keşan olayı çıktı ortaya. Keşan olayı nasıl çıktı ben orada çalışırken, Kırklareli Yeşilyurt Gazetesi’nin sahibi Ali Rıza Dursunkaya’nın bir oğlu vardı Savcı Orhan Dursunkaya meslekten ayrıldı. Avukatlığa başladı. Partiye girdi, birlikte çalıştık partide. 27 Mayıs’tan sonra Keşan’a tayin oldu. Ben kendisini Keşan’da ziyaret için geldim. Keşan’a gelmedim, kendisini buldum. Salih Alabak ve Mestan Çeliktuğ onlarla da Kepirtepe’den tanışıyoruz. Ben Tekirdağ’a gitmek için çıkmıştım. Ama kısmet Keşanmış.  Lüleburgaz’da kalsaydım daha iyi olacaktı çünkü çevremiz geniş, ama Keşan’da tanıdık yok.

Biraz da siyasi yaşamınızdan bahseder misiniz?

Lüleburgaz'da CHP saflarında başladığım politika hayatını Keşan'da da sürdürdüm. Değişik tarihlerde ilçe başkanlığı yaptım. 1969 ve 1977 seçimlerinde milletvekilliği adaylığını denedim de sonuca ulaşamadım. 1973 yılında Edime İl Genel Meclisi üyeliğine seçildim 1980 askerî darbesi ile bu görevim son buldu. 1980'den sonra politikaya girmedim. 1989 yılında S.S. Erikli Sahili Turizm Geliştirme Kooperatifinin yedi kurucu üyesinden biri oldum ve başkanlığını yaptım.

EŞİMİ EVLİLİĞİMİZİN 60.YILINDA KAYBETTİM

Ümmü hanımı ne zaman kaybettiniz?

Canım eşim Ümmü’yü evliliğimizin altmışıncı yılında, 23 Ağustos 2008 tarihinde kaybettim. Biri doktor, ikisi gazeteci üç çocuk babasıyım. Sürekli San Basın Kartı sahibiyim.

Erikli’de bir parka isminiz verildi. O zaman neler hissettiniz?

2015’te adı Kooperatif Başkanlığı’nı yaptığı Erikli Sahili’nde bir parka Keşan Belediye Meclisi tarafından Feyzullah Aktan Parkı olarak adım verildi. Genelde insanlar hayatını kaybettikten sonra isimleri yaşatılmak için bir yerlere verilir. Ama ben sağken ismimin bu parka verilmesi beni çok mutlu etti. O dönemdeki Belediye Başkanı Mehmet Özcan’a ve tüm meclis üyelerine çok teşekkür ederim.

"KEŞAN’IN GELİŞMESİ YETERLİ DEĞİL"

1962 ve 2022’deki Keşan’ı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Keşan 1962 yılından bugüne kadar çok büyüyüp gelişen bir ilçe. Ama yeterli değil. Daha iyi yerde olması gerekirdi bence. Keşan bu bölgenin merkezi bir yerinde, Saros’a sınırı var. Enez, İpsala, Malkara, Şarköy ortasında bir yerde. Tam merkezi bir yerde. O açıdan daha hızlı ilerleyebilirdi. Ama ben bunun ağır ilerlemesini belediye başkanlarının yeteri kadar bu işin ehli olmamalarına ve faaliyetlerini bu yönde gösterememelerine bağlıyorum. Halk kendi gayreti ile kendi çabasıyla bu ilerlemeyi sağladı bana göre. İlerleme var ama beklendiği kadar değil.

TEKNOLOJİ YEREL BASININ GELİŞMESİNE KATKI SAĞLADI

Teknolojinin gelişmesinin basına ne gibi etkisi oldu?

Teknolojinin gelişmesi ile yerel basının gelişmesi eşittir. Teknoloji yerel basında gereken gelişmeyi sağlamıştır. Biz burada harfleri elle dizerken, dizgi makinesi alındı. Kurşun dizgiye geçtik sonra ne oldu? Daha gelişmiş tekniğe geçtik. Ofsete geçtik, renkli de basmaya başladık. Gazeteci olarak ne yazık ki, gazetecilerin elinden alındı mı desek, yoksa gazeteciler sadece ekmek kapısı gibi orada çalıştılar da, bu işin gelişmesi konusunda gereken gayreti göstermediler mi? Gazeteciler eğer bizzat gazeteyi çıkaran olsaydı, o zaman gelişmeyi sağlamak için de ona göre gayret gösterirdiniz. Ama o gayreti göstermek yerine ben maaşımı alayım beni gerisi ilgilendirmez havasına mı girdi? yoksa fırsat mı verilmedi. Bu mesleğin içinden gelmeyenler gazetelerin daha gelişmesi v e disiplini konusunda pek bir şey düşünülmüyor, yeteri kadar gayret sarf edilmiyor. Ben öyle algılıyorum. Yanlış mı düşünüyorum bilmiyorum ama.

İnternet haber siteleri için ne söyleyeceksiniz?

Ben internet haber siteleri konusunda bir söz söyleme hakkını kendimde görmüyorum. Neden görmüyorum. Çünkü ben o tekniğe girmedim. Kendim akıllı telefonu bile kullanmam gerektiği gibi kullanamıyorum. Sadece arıyorum, konuşuyorum, cevap veriyorum. Ben sadece okuyup yazan bir insanım. Gazeteciyim ama internet sitelerinin tekniğini öğrenme ihtiyacı duymadım ve üzerine de gitmedim. Onun için bu konuda benim bir şey söylemem mümkün değil. Mesela ben çıkarılan dijitallerin hiçbir tanesini okumuyorum, görmüyorum, bakmıyorum da. Bu teknikle de ilgilenmem lazım aslında. Bu da benim kusurum, ama yapamıyorum. Okuyup yazmaktan o ilklere vakit ayıramıyorum.

"GENÇLERE TAVSİYEM;  DOĞRULUK, DÜRÜSTLÜKTEN AYRILMAYIN KALEMİNİZİ SATMAYIN"

Genç gazetecilere meslekleri için ne tavsiye edersiniz?

Şimdi her işte olduğu gibi gazeteciliğin de kendi kuralları var. Bunlar sıralanmıştır. Her gazeteci olan bilir, önüne konulur. Bir kere doğruluk, dürüstlük, araştırmacılık şart. Kalemini satmamak, menfaat için kullanmamak, yani şimdi kalem diyorum o sembolik olarak kalem tabi. O basının insanlara yansımasını düzgün yapmak. Bu yapılırsa gazetecilik işe yarar. İnsanlar okur. Öteki türlü pek ilgilenmiyorlar, herkes kendine bağlı şeyleri okuyor. Şimdi o dijitallerde neler çıkıyor. Keşke hepsini benim önüme sese birisi de ben de okusam. Çünkü ben o işin ehli değilim. Kendim yapamıyorum.

'Buzlar Erken Çözüldü' adlı yazımda Köy Enstitülerinin aslına bakarsan tam deli diyebileceğimiz adamlar deli cesareti sahibi adamlar tarafından kurulduğunu anlatmak istedim. Bu memleketin hainleri tarafından da batırıldı, kapatıldı. Kanun 1940 yılında çıktı. Ben 1944’de Kepirtepe’ye başladım, 1948 Ekim ayında da ayrıldım. O ara Köy Enstitülerinin en hızlı en hareketli dönemi idi. Benim içinde yaşadığım dönem.

Üzerinde çalıştığınız yeni bir kitap var mı?

Evet iki çalışmam devam ediyor. Birisi uzun yıllar Kooperatif başkanlığını yaptığım Erikli’yi yazıyorum. Bir tanesi de daha önce yazdığım Domuz Dolabı kitabımın içinde yer verdiğim olayların arka planlarını ve detaylarını yazmaya çalışıyorum.

Eviniz bir kütüphane gibi bu konuda ne diyecek siniz?

Evet evim benim kütüphanedir. Burada çok değerli eserler var. Burada daha okumayın tamamlayamadığı bir çok kitap var. Amacım bu kitapları da okuyabilmek ve bilgi dağarcığımı biraz daha genişletebilmektir.

Bizlere değerli vaktinizi ayırdığınız ve sorularımızı samimiyetle cevaplandırdığınız için teşekkür eder, sağlıklı ve uzun ömürler dileriz.

Yorumlar (0)
15
açık
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 33 90
2. Fenerbahçe 33 86
3. Trabzonspor 33 55
4. Beşiktaş 33 51
5. Başakşehir 33 49
6. Rizespor 33 48
7. Kasımpasa 33 46
8. Antalyaspor 33 45
9. Alanyaspor 33 45
10. Sivasspor 33 45
11. A.Demirspor 33 41
12. Samsunspor 33 39
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 33 37
15. Konyaspor 33 36
16. Gaziantep FK 33 34
17. Hatayspor 33 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 33 30
20. İstanbulspor 33 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 31 69
2. Göztepe 31 63
3. Ahlatçı Çorum FK 31 55
4. Sakaryaspor 31 54
5. Bodrumspor 31 52
6. Kocaelispor 31 52
7. Bandırmaspor 31 47
8. Boluspor 31 47
9. Gençlerbirliği 31 47
10. Erzurumspor 31 42
11. Ümraniye 31 37
12. Manisa FK 31 36
13. Keçiörengücü 31 36
14. Şanlıurfaspor 31 34
15. Tuzlaspor 31 33
16. Adanaspor 31 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 31 7
Takımlar O P
1. Arsenal 33 74
2. Liverpool 33 74
3. M.City 32 73
4. Aston Villa 34 66
5. Tottenham 32 60
6. Newcastle 32 50
7. M. United 32 50
8. West Ham United 34 48
9. Chelsea 31 47
10. Brighton 32 44
11. Wolves 33 43
12. Fulham 34 42
13. Bournemouth 33 42
14. Crystal Palace 33 36
15. Brentford 34 35
16. Everton 33 30
17. Nottingham Forest 34 26
18. Luton Town 34 25
19. Burnley 34 23
20. Sheffield United 33 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 32 81
2. Barcelona 32 70
3. Girona 32 68
4. Atletico Madrid 32 61
5. Athletic Bilbao 32 58
6. Real Sociedad 32 51
7. Real Betis 32 48
8. Valencia 32 47
9. Villarreal 32 42
10. Getafe 32 40
11. Osasuna 32 39
12. Sevilla 32 37
13. Las Palmas 32 38
14. Deportivo Alaves 32 35
15. Rayo Vallecano 32 34
16. Mallorca 32 31
17. Celta Vigo 32 31
18. Cadiz 32 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 32 14