13.09.2014, 13:22
Muhtar Sakafî Hareketi ve Kerbela’nın İntikamı
Kerbela’nın intikamı için başlatılmış ve gerçekten kayda değer sonuçlar doğurmuş olan hareketlerden biri Muhtar Sakafi hareketidir. Hareketin öncüsü Muhtar Sakafi, İslam tarihinde derin bir iz bırakmış ve deyim yerindeyse kendi ölçülerinde çığır açmış biridir.
Muhtar, Taif’in Sakif kabilesine mensuptu. Babası Köprü savaşında yaşamını yitirince amcası Mesud oğlu Sa’d tarafından yetiştirildi. Sa’d, Cemel Vak’ası’nda Hz. Ali’nin yanında yer aldı ve sonradan Medain valiliğine atandı. Muhtar, büyük olasılıkla amcası tarafından Hz. Ali taraftarı olarak yani Alici olarak yetiştirildi.
Muhtar’ın en önemli özelliklerinden biri de son derece iyi bir söylevci yani hatip olup insanları etkileyebilmesiydi. Çok cesur ve atılgan bir şahsiyet olan Muhtar, daima Ali yanlısı bir çizgi takip etti. Bu yönde bazı aksi iddialar ve örnekler rivayet edilse de ona tarihi kimliğini kazandıran son hareketi söz konusu iddia ve örnekleri geçersizlemektedir. Dahası başkaca bazı örnekler de ondaki Alici tavrı gözler önüne sermektedir.
Bu noktada iki örneği sunmak isabetli olacaktır.
Büyük şehit Adî oğlu Hucr olayında kendisinden Kufe Valiliği tarafından Hucr aleyhine tanıklık yapması istendiğinde o, bu istediği kararlılıkla reddetmiştir. Bundan dolayı da cezai yaptırıma uğramış ama bir kısım girişimler sonucu daha büyük bir sorunla karşılaşmaktan kurtulmuştur.
Muhtar, Akil oğlu Müslim’in Kufe Valisi Ziyad oğlu Ubeydullah tarafından vahşice katledilmesine de sert tepki gösterdi. Bundan ötürü de hapse atıldı. Bir vesileyle hapisten kurtulan Muhtar, bir yıl kadar Taif’te kaldı.
Yezit’in ölüm haberi üzerine Hicaz’a giden Muhtar, burada ehlibeyt yakınlarına ulaşarak başlatacağı hareket için onlardan destek istedi. Bu maksatla Hz. Ali’nin oğlu Muhammed b. Hanefiyye’ye gitti. Ona Kerbela’da vahşice canlarına kıyılan ehlibeytin intikamını almak için yakında Kufe bölgesinde bir hareket başlatacağını bildirdi.
Muhammed bin Hanefiyye ise şöyle dedi;
“ Yüce Allah, bir takım vasıtalarla ehlibeytin öcünü zalimlerden alacaktır.”
Muhtar, bu sözden kendi hareketi için bir destek anlamı çıkararak Kufe’ye gitti. Hemen çalışmalarına başladı. Halk arasında hareketi için propagandaya başladı.
Muhtar, Muhammed bin Hanefiyye’nin kendisini emir / vezir olarak görevlendirdiğini, bu sebeple haksızlığa ve zulme karşı direniş başlatıp mücadele edeceğini, ehlibeytin öcünü alacağını, iyilerin yanında kötülerin karşısında olacağını, Allah’ın kitabı ve elçisinin sünnetini ihya edeceğini belirterek yoğun bir örgütlenmeye girişti. Bu maksatla halktan biat almaya başlayan Muhtar o sırada cereyan eden Tevvabun Hareketine katılmadı ve destek de vermedi.
Tevvabun Hareketinin başarısızlığa uğramasının ardından çalışmalarını daha da yoğunlaştıran Muhtar, o esnada Kufe Valisi olan Abdullah bin Yezit’e şikâyet edildi. Şikâyetler sonucu tutuklanıp hapse atıldı. Bu durum kendisine yönelik biatların hızla artması sonucunu doğurdu. Özellikle ehlibeyt yakınları Muhtar’a yoğun bir şekilde biat etmeye başladı. Sonunda Ömer oğlu Abdullah’ın tavassutuyla şartlı da olsa zindan çıkmayı başardı.
Valilik, Muhtar’ı serbest bırakmadan önce, bundan böyle Kufe ve çevresinde herhangi bir isyana kalkışmaması ve taşkınlık yapmaması doğrultusunda kendisinden söz aldı. Fakat Muhtar, faaliyetlerine devam etti. Kendisine biat edenlerin sayısı daha da arttı. Özellikle Mevali denen Arap olmayan Müslümanlar tarafından da şiddetle ve heyecanla destekleniyordu. Hatta Muhtar, Mevaliden bazı kimselere de komutanlıklar verdi ki bu, karşıtlarınca yadırgandı. Zira Araplarda Arap olmayanlara karşı Müslüman dahi olsalar bir dışlama söz konusuydu. Muhtar İslam tarihinde Mevalileri de yönetime ortak etmesi bağlamında yeni bir yol açtı.
Muhtar, bu sırada cesaret ve kahramanlığıyla meşhur olan Eşter oğlu İbrahim’i de kendi saflarına katmayı başardı. Eşter oğlu İbrahim, Hz. Ali’nin ünlü kumandanlarından El – Eşter Nehaî’nin oğlu olması itibariyle de çevresinde son derece saygın bir kimse olarak kabul gören biriydi. Eşter oğlu İbrahim’in Muhtar hareketine katılması Muhtar’ın gücüne güç kattı. Muhtar, koşulların yeterince olgunlaştığını düşündü ve Hicri 66 yılı Rebiülevvel ayının ortalarında yani Miladî 685 yılı Ekim ayı ortalarında büyük ayaklanmayı başlattı. Kufe sokaklarında büyük ateşler yakıldı. İsyan hızla ilerledi ve o sırada Mekke yönetiminin Kufe Valisi olan Muti oğlu Abdullah, valilik köşkünü terk etmek zorunda kaldı. Böylece Muhtar, Kufe’de yönetime el koydu.
Muhtar’ın yönetime el koymasının ardından yaptığı ilk iş, valiliğin hazinesindeki paraları ayaklanmaya katılanlar arasında paylaştırmak oldu. Ardından örgütünü genişletip bağımsızlığını ilan etti.
Sıra intikama gelmişti. Muhtar’ın emriyle Kerbela katliamında İmam Hüseyin’in karşısında yer alanların peşine düşüldü. Böylece İmam Hüseyin için öldürme talimatı veren Ziyad oğlu Ubayedullah başta olmak üzere Sa’d oğlu Ömer, Zilcevşen oğlu Şemir, Tufeyl oğlu Hâkim, Yezid oğlu Havaley Enes oğlu Sinan gibileri teker teker yakalanıp öldürüldü. Kerbela katliamından yaklaşık 6 yıl sonra Temmuz 686 yılı itibariyle Kerbela’nın kısmen de olsa öcü alınmış oldu.
Kerbela katliamı sırasında katledilen İmam Hüseyin ve yanındakilerin kesik başlarının Yezit’e gönderilmesi gibi Muhtar da öç sırasında öldürülenlerin başlarını Muhammed Hanefiyye’ye gönderdi.
Muhtar Sakafi Hareketi böylece büyük ölçüde amacına ulaşmış oldu. Ne var ki yaklaşık bir yıl sonra Mekke yönetimini elinde bulunduran Zübeyr oğlu Abdullah’ın kardeşi Mus’ab komutasındaki ordu Muhtar kuvvetleriyle karşı karşıya geldi. Hammam A’yun civarındaki çarpışmalarda Muhtar kuvvetleri büyük kayıp verdi. Muhtar, sonunda Kufe’ye çekildi. Dört ay süren kuşatmanın ardından çaresiz kalan Muhtar, az sayıdaki taraftarıyla kuşatmayı yarma girişiminde bulunduysa da başarılı olamadı ve 687 yılı Nisan ayı başında çarpışmalarda yaşamını yitirdi.
Muhtar, böyle bir sonla yaşama veda etse de o, tarihe Kerbela’nın öcünü alan kişi olarak geçti. Muhammed Hanefiyye’nin; “Yüce Allah, bir takım vasıtalarla ehlibeytin öcünü zalimlerden alacaktır,” şeklindeki sözü kısmen de olsa gerçekleşmiş oldu. Unutulmamalıdır ki Muhtar Hareketi, Kerbela’nın öcünü tümüyle almış değildir. Öç sadece kısmen gerçekleşmiştir. Tarihin sonraki evrelerinde benzer hadiseler yaşanmaya devam etti. Bilinmelidir ki İmam Muhammed Mehdi’nin zuhuruna değin Kerbela’nın nihai öcü alınmış olmayacaktır.
Muhtar Hareketi, Emevi saltanatına son veremedi. Zira Kufe ve çevresinde cereyan etmişti. Yani coğrafi manada son derece mahdut kalmıştı.
Muhtar, Taif’in Sakif kabilesine mensuptu. Babası Köprü savaşında yaşamını yitirince amcası Mesud oğlu Sa’d tarafından yetiştirildi. Sa’d, Cemel Vak’ası’nda Hz. Ali’nin yanında yer aldı ve sonradan Medain valiliğine atandı. Muhtar, büyük olasılıkla amcası tarafından Hz. Ali taraftarı olarak yani Alici olarak yetiştirildi.
Muhtar’ın en önemli özelliklerinden biri de son derece iyi bir söylevci yani hatip olup insanları etkileyebilmesiydi. Çok cesur ve atılgan bir şahsiyet olan Muhtar, daima Ali yanlısı bir çizgi takip etti. Bu yönde bazı aksi iddialar ve örnekler rivayet edilse de ona tarihi kimliğini kazandıran son hareketi söz konusu iddia ve örnekleri geçersizlemektedir. Dahası başkaca bazı örnekler de ondaki Alici tavrı gözler önüne sermektedir.
Bu noktada iki örneği sunmak isabetli olacaktır.
Büyük şehit Adî oğlu Hucr olayında kendisinden Kufe Valiliği tarafından Hucr aleyhine tanıklık yapması istendiğinde o, bu istediği kararlılıkla reddetmiştir. Bundan dolayı da cezai yaptırıma uğramış ama bir kısım girişimler sonucu daha büyük bir sorunla karşılaşmaktan kurtulmuştur.
Muhtar, Akil oğlu Müslim’in Kufe Valisi Ziyad oğlu Ubeydullah tarafından vahşice katledilmesine de sert tepki gösterdi. Bundan ötürü de hapse atıldı. Bir vesileyle hapisten kurtulan Muhtar, bir yıl kadar Taif’te kaldı.
Yezit’in ölüm haberi üzerine Hicaz’a giden Muhtar, burada ehlibeyt yakınlarına ulaşarak başlatacağı hareket için onlardan destek istedi. Bu maksatla Hz. Ali’nin oğlu Muhammed b. Hanefiyye’ye gitti. Ona Kerbela’da vahşice canlarına kıyılan ehlibeytin intikamını almak için yakında Kufe bölgesinde bir hareket başlatacağını bildirdi.
Muhammed bin Hanefiyye ise şöyle dedi;
“ Yüce Allah, bir takım vasıtalarla ehlibeytin öcünü zalimlerden alacaktır.”
Muhtar, bu sözden kendi hareketi için bir destek anlamı çıkararak Kufe’ye gitti. Hemen çalışmalarına başladı. Halk arasında hareketi için propagandaya başladı.
Muhtar, Muhammed bin Hanefiyye’nin kendisini emir / vezir olarak görevlendirdiğini, bu sebeple haksızlığa ve zulme karşı direniş başlatıp mücadele edeceğini, ehlibeytin öcünü alacağını, iyilerin yanında kötülerin karşısında olacağını, Allah’ın kitabı ve elçisinin sünnetini ihya edeceğini belirterek yoğun bir örgütlenmeye girişti. Bu maksatla halktan biat almaya başlayan Muhtar o sırada cereyan eden Tevvabun Hareketine katılmadı ve destek de vermedi.
Tevvabun Hareketinin başarısızlığa uğramasının ardından çalışmalarını daha da yoğunlaştıran Muhtar, o esnada Kufe Valisi olan Abdullah bin Yezit’e şikâyet edildi. Şikâyetler sonucu tutuklanıp hapse atıldı. Bu durum kendisine yönelik biatların hızla artması sonucunu doğurdu. Özellikle ehlibeyt yakınları Muhtar’a yoğun bir şekilde biat etmeye başladı. Sonunda Ömer oğlu Abdullah’ın tavassutuyla şartlı da olsa zindan çıkmayı başardı.
Valilik, Muhtar’ı serbest bırakmadan önce, bundan böyle Kufe ve çevresinde herhangi bir isyana kalkışmaması ve taşkınlık yapmaması doğrultusunda kendisinden söz aldı. Fakat Muhtar, faaliyetlerine devam etti. Kendisine biat edenlerin sayısı daha da arttı. Özellikle Mevali denen Arap olmayan Müslümanlar tarafından da şiddetle ve heyecanla destekleniyordu. Hatta Muhtar, Mevaliden bazı kimselere de komutanlıklar verdi ki bu, karşıtlarınca yadırgandı. Zira Araplarda Arap olmayanlara karşı Müslüman dahi olsalar bir dışlama söz konusuydu. Muhtar İslam tarihinde Mevalileri de yönetime ortak etmesi bağlamında yeni bir yol açtı.
Muhtar, bu sırada cesaret ve kahramanlığıyla meşhur olan Eşter oğlu İbrahim’i de kendi saflarına katmayı başardı. Eşter oğlu İbrahim, Hz. Ali’nin ünlü kumandanlarından El – Eşter Nehaî’nin oğlu olması itibariyle de çevresinde son derece saygın bir kimse olarak kabul gören biriydi. Eşter oğlu İbrahim’in Muhtar hareketine katılması Muhtar’ın gücüne güç kattı. Muhtar, koşulların yeterince olgunlaştığını düşündü ve Hicri 66 yılı Rebiülevvel ayının ortalarında yani Miladî 685 yılı Ekim ayı ortalarında büyük ayaklanmayı başlattı. Kufe sokaklarında büyük ateşler yakıldı. İsyan hızla ilerledi ve o sırada Mekke yönetiminin Kufe Valisi olan Muti oğlu Abdullah, valilik köşkünü terk etmek zorunda kaldı. Böylece Muhtar, Kufe’de yönetime el koydu.
Muhtar’ın yönetime el koymasının ardından yaptığı ilk iş, valiliğin hazinesindeki paraları ayaklanmaya katılanlar arasında paylaştırmak oldu. Ardından örgütünü genişletip bağımsızlığını ilan etti.
Sıra intikama gelmişti. Muhtar’ın emriyle Kerbela katliamında İmam Hüseyin’in karşısında yer alanların peşine düşüldü. Böylece İmam Hüseyin için öldürme talimatı veren Ziyad oğlu Ubayedullah başta olmak üzere Sa’d oğlu Ömer, Zilcevşen oğlu Şemir, Tufeyl oğlu Hâkim, Yezid oğlu Havaley Enes oğlu Sinan gibileri teker teker yakalanıp öldürüldü. Kerbela katliamından yaklaşık 6 yıl sonra Temmuz 686 yılı itibariyle Kerbela’nın kısmen de olsa öcü alınmış oldu.
Kerbela katliamı sırasında katledilen İmam Hüseyin ve yanındakilerin kesik başlarının Yezit’e gönderilmesi gibi Muhtar da öç sırasında öldürülenlerin başlarını Muhammed Hanefiyye’ye gönderdi.
Muhtar Sakafi Hareketi böylece büyük ölçüde amacına ulaşmış oldu. Ne var ki yaklaşık bir yıl sonra Mekke yönetimini elinde bulunduran Zübeyr oğlu Abdullah’ın kardeşi Mus’ab komutasındaki ordu Muhtar kuvvetleriyle karşı karşıya geldi. Hammam A’yun civarındaki çarpışmalarda Muhtar kuvvetleri büyük kayıp verdi. Muhtar, sonunda Kufe’ye çekildi. Dört ay süren kuşatmanın ardından çaresiz kalan Muhtar, az sayıdaki taraftarıyla kuşatmayı yarma girişiminde bulunduysa da başarılı olamadı ve 687 yılı Nisan ayı başında çarpışmalarda yaşamını yitirdi.
Muhtar, böyle bir sonla yaşama veda etse de o, tarihe Kerbela’nın öcünü alan kişi olarak geçti. Muhammed Hanefiyye’nin; “Yüce Allah, bir takım vasıtalarla ehlibeytin öcünü zalimlerden alacaktır,” şeklindeki sözü kısmen de olsa gerçekleşmiş oldu. Unutulmamalıdır ki Muhtar Hareketi, Kerbela’nın öcünü tümüyle almış değildir. Öç sadece kısmen gerçekleşmiştir. Tarihin sonraki evrelerinde benzer hadiseler yaşanmaya devam etti. Bilinmelidir ki İmam Muhammed Mehdi’nin zuhuruna değin Kerbela’nın nihai öcü alınmış olmayacaktır.
Muhtar Hareketi, Emevi saltanatına son veremedi. Zira Kufe ve çevresinde cereyan etmişti. Yani coğrafi manada son derece mahdut kalmıştı.
15
açık
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Galatasaray | 33 | 90 |
2. Fenerbahçe | 33 | 86 |
3. Trabzonspor | 33 | 55 |
4. Beşiktaş | 33 | 51 |
5. Başakşehir | 33 | 49 |
6. Rizespor | 33 | 48 |
7. Kasımpasa | 33 | 46 |
8. Antalyaspor | 33 | 45 |
9. Alanyaspor | 33 | 45 |
10. Sivasspor | 33 | 45 |
11. A.Demirspor | 33 | 41 |
12. Samsunspor | 33 | 39 |
13. Ankaragücü | 33 | 37 |
14. Kayserispor | 33 | 37 |
15. Konyaspor | 33 | 36 |
16. Gaziantep FK | 33 | 34 |
17. Hatayspor | 33 | 33 |
18. Karagümrük | 33 | 33 |
19. Pendikspor | 33 | 30 |
20. İstanbulspor | 33 | 16 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Eyüpspor | 31 | 69 |
2. Göztepe | 31 | 63 |
3. Ahlatçı Çorum FK | 31 | 55 |
4. Sakaryaspor | 31 | 54 |
5. Bodrumspor | 31 | 52 |
6. Kocaelispor | 31 | 52 |
7. Bandırmaspor | 31 | 47 |
8. Boluspor | 31 | 47 |
9. Gençlerbirliği | 31 | 47 |
10. Erzurumspor | 31 | 42 |
11. Ümraniye | 31 | 37 |
12. Manisa FK | 31 | 36 |
13. Keçiörengücü | 31 | 36 |
14. Şanlıurfaspor | 31 | 34 |
15. Tuzlaspor | 31 | 33 |
16. Adanaspor | 31 | 32 |
17. Altay | 31 | 15 |
18. Giresunspor | 31 | 7 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Arsenal | 34 | 77 |
2. Liverpool | 34 | 74 |
3. M.City | 32 | 73 |
4. Aston Villa | 34 | 66 |
5. Tottenham | 32 | 60 |
6. M. United | 33 | 53 |
7. Newcastle | 33 | 50 |
8. West Ham United | 34 | 48 |
9. Chelsea | 32 | 47 |
10. Bournemouth | 34 | 45 |
11. Brighton | 32 | 44 |
12. Wolves | 34 | 43 |
13. Fulham | 34 | 42 |
14. Crystal Palace | 34 | 39 |
15. Brentford | 34 | 35 |
16. Everton | 34 | 33 |
17. Nottingham Forest | 34 | 26 |
18. Luton Town | 34 | 25 |
19. Burnley | 34 | 23 |
20. Sheffield United | 34 | 16 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Real Madrid | 32 | 81 |
2. Barcelona | 32 | 70 |
3. Girona | 32 | 68 |
4. Atletico Madrid | 32 | 61 |
5. Athletic Bilbao | 32 | 58 |
6. Real Sociedad | 32 | 51 |
7. Real Betis | 32 | 48 |
8. Valencia | 32 | 47 |
9. Villarreal | 32 | 42 |
10. Getafe | 32 | 40 |
11. Osasuna | 32 | 39 |
12. Sevilla | 32 | 37 |
13. Las Palmas | 32 | 38 |
14. Deportivo Alaves | 32 | 35 |
15. Rayo Vallecano | 32 | 34 |
16. Mallorca | 32 | 31 |
17. Celta Vigo | 32 | 31 |
18. Cadiz | 32 | 25 |
19. Granada | 32 | 18 |
20. Almeria | 32 | 14 |