07.12.2012, 04:10

Kavgacı Ülkücüler

 Şu medyaya öyle uyuz oluyorum ki...

Bir haber yapıyorsanız doğru dürüst yapmalısınız. Araştırmalısınız ve haberi sunarken de dile getirdiğiniz kelimeleri itinayla seçmelisiniz. Bu kamuya olan bir görevinizdir. 

Bugünlerde haber sunucularında kasıtlı mıdır bilinmez ama yapılan haberlerde kullandıkları kelimeler o kadar kulak tırmalayıcı ki insanı çileden çıkartıyor:

Üniversitede Ülkücüler ve karşıt görüşlü öğrenciler arasında kavga çıktı.

Bu nasıl bir tabirdir ya. Seksenlerde olsak neyse, Sağ - Sol kavgası yani karşıt görüşlü dersin. Ama bugün öyle bir durum yok ki. Bugün yaşananlar karşıt görüşlülükten değil hainleri üniversitelerden atmak içindir. Evet, hak veriyorum sizlere. Üniversiteler kavga yeri değildir. Oralar kültür yuvalarıdır. Bilgilerin harman olduğu, uçsuz bucaksız ilim irfan ovalarıdır. Lâkin üniversiteler aynı zamanda demokrasinin perçinleştiği yerlerdir. İnsanın birbirini dinlemesini, farklı görüşlere tahammül ederek cevap vermeyi beklemeyi öğrendiği yerlerdir.

Kendimden örnek vermek istiyorum. 

Ben Torosların eteklerinde Kartal Yuvası olarak bilinen Ermenek'te büyümüş birisiyim. Üniversiteye başlamadan önce birçok ile gitmişliğim vardır. Ama Doğu ve Güneydoğu tarafına hiç gitmemiştim.Üniversiteye gidene kadar lisede, arkadaşlarla hep sağ - sol tartışmaları yapardık. Sanki ülkeyi biz kurtaracakmışız gibi esip gürlerdik. Hatta birçok arkadaşımla bu yüzden liseden küs olarak ayrıldığımız kişiler olmuştur, daha sonra barışıp eski günleri hatırladıkça güleriz, o hallerimize. O zamanlarda benKürtler için:

En iyi Kürt, ölü Kürt'tür.” derdim. 

Ama bunu söyleme nedenimi rahatlıkla sizlere açıklayabilirim. Çünkü bizim buralarda Kürt pek yoktur. Kürtleri tanımadığım için hepsini terörist olarak görüyordum. O yüzden bu tabiri kullanıyordum.Babamda bana bu yüzden çok kızıyordu. Ta ki ben Gaziantep Üniversitesini kazanıp Gaziantep'e gelince bütün görüşlerim değişti. Doğu'ya, Güneydoğu'ya olan bütün tabularım yıkıldı. Kürtlere olan bakış açım tamamen değişti. Çünkü artık onların terörist olup olmadığını ayırt edebiliyordum. Elbette aralarında terörist olanları vardı. Ama bunu fark etmek, ayırt etmek zamanımı fazla almadı.

Gaziantep’te bulunduğum ilk günlerden birinde, KYK’daki odama girdim ve karşımda Ernesto Che Guevara'nın, Ahmet Kaya’nın fotoğrafı ve kırmızı-yeşil-sarıdan oluşan bir bez parçası asılı duruyordu.O an öyle bir şaşkınlık ve hayal kırıklığı içerisindeydim ki bir taraftan da ne yapmam gerektiğini düşünüyordum. Bunlar saniyelerimi almadan dudaklarımdan: 

Onları indirir misiniz, lütfen!

Sözleri döküldü. Sözüme kulak asmadılar. Bir defa daha tekrarladım. Yine sözüme kulak asmadılar. Kendi aralarında Kürtçe konuşmaya başladılar, bir taraftan da gülüyorlardı. Bir kez daha tekrarladım sözlerimi ama bu sefer ses tonum oldukça yüksekti ve sertti. Bu sefer indirdiler. Ve ben de:

Bir daha bu odaya veya başka bir yere hiçbir şekilde bunları asamazsınız.

dedim ve odadan çıktım. Elimde iki büyük bayrakla odaya geldiğimde çok şaşırmışlardı. Bayrakları pencereye astım ve:

Eğer bir şey asılacaksa o da Türk Bayrağıdır.

dedim. Kürtlerle ilk karşılaşmam böyle oldu. Bende büyük bir hayal kırıklığı yarattı ve lisede söylediklerimi boşa çıkartmamıştı. 

Daha sonra okulda birçok arkadaş çevrem oldu. Çoğunluğu Doğu ve Güneydoğu kökenli arkadaşlarımdı. Fikri yapılarını anladıktan sonra, devletimizin her ne pahasına olursa olsun yıkılmamasını isteyen, bayrağımızın Türk Bayrağı olduğunu söyleyen Kürt arkadaşlarımdı, bunlar. Yediğimiz, içtiğimiz ayrı gitmezdi desem yalan olmaz. İşte o anlarda lisede söylediğim sözlerden öyle pişmanlık duyardım ki kendi kendime: “Kızım Nuran daha bu hayatta öğreneceğin çok şey var”, derdim.

Bugünlerde duyduğum haberler bana Gaziantep’i hatırlatıyor. Şunu öncelikle söylemek isterim, sözlerimin başında da üniversitelerin nasıl bir misyon yüklendiğini belirtmiştim. Yalnız hepimizin de bildiği gibi üniversitelerde fikri oluşumlardan ötürü belirli gruplaşmalar var.

Ülkücülerin reisleri, asenaları; 
Solcuların başkanları;
Kürtlerin (PKK’lıların) kralları; 
Cemaatlerin abileri, ablaları var. 

Bütün bunların hepsine karşı olduğumu öncelikle belirtmek isterim. Evet, ben Ülkücüyüm, Asena’yım. Ama benim Asenalığım doğuştandır. Sonradan birilerinin vermiş olduğu bir lakap değildir. Bu benim kim olduğumu, ne yapmam gerektiğini hatırlatan bir diğer adımdır. 

Bugünlerde yaşanan olaylara gelince, bütün bunların verilen tavizlerden dolayı olduğunu düşünüyorum. Bu hoşgörü, bu tavizler bizi öyle kötü yerlere götürecek ki o zaman başımızı nereye vuracağımızı bile şaşıracağız. Bugün üniversitelerde yaşananlara hiçbir şekilde şaşılmamalıdır. Yalnız şunun ayrımı yapılmalıdır. Bugün üniversitelerde yaşanan olaylar karşıt görüşlüler arasında değil ÜLKÜCÜLER ve PKK’lılar arasında geçmektedir. Bunlara öyle kucak açmışız ki bugün yaşananlarda bile Türk Polisimiz onları korumak zorunda kalıyor. 

Siz şimdi: “Hangi kucaklaşmadan bahsediyorsun?” diyeceksiniz. Dışarıdaki siyaseti bir kenara bırakıyorum. Üniversitelerin içerisinde yaşanan olaylardan dolayı böyle bir kucaklaşmanın olduğunu söylüyorum. Bizzat şahit olduğum şeyleri sizlere aktarmaya çalışacağım:

—Üniversitelerin her yıl YAZ ŞENLİKLERİ yapılır. Bunlara kafa tutan PKK’lılar ALTERNATİF ŞENLİKLER DÜZENLERLER, kampüsün içerisinde. Uzun halaylar ve ellerde paçavralar.

—Ergenekon’dan çıkışı temsil eden ve baharın gelişi kutlanan Nevruz’da Alternatif eğlenceler düzenlerler ve ellerde yine paçavralar.

1 Mayıs İşçi Bayramında Alternatif yürüyüş düzenleyerek Apo lehine sloganlar atılır.

—Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin yörelerimize ait puşiyi kendilerine bir rozet misali takıp ortalarda Alternatif fikirli insanmış gibi dolaşırlar. 

— Belirli günlerde toplanıp Alternatif toplantılar yaparlar.

—Belirli evlerde haftalık toplanıp fakülte reislerinin, asenaların veya çevrelerinin şecerelerini çıkarırlar.Ev adreslerine kadar öğrenirler. (Ne yapacaklarsa artık…)

—Öğle aralarında merkezi bir yerde toplanıp Halka oluşturarak büyük halay çekerler,ellerde paçavralar.

—Yurtlarda Apo fotoğrafları, Ahmet Kaya fotoğrafları ve Kürtçe parçalarla Apo lehine söylenen şarkılar.

—Sattıkları birkaç da dergi vardı ama tam olarak hatırlamıyorum adlarını. Bu yüzden yanlış bilgi vermek istemiyorum. Yalnız bu dergileri bazen de bedava dağıtırlar.

— İstiklal Marşı okunurken ayağa kalmayarak Alternatif bir duruş sergilerler.

Ülkücü kızları kandıracaklarını sanarak peşlerine takılıp günlerce romantik ortamlar yaratırlar ve boşa kürek çektiklerini anlarlar.

—Yeşil mont giyinerek Deniz Gezmiş’i ve arkadaşlarını simgelediklerini düşünürler.

Zafer işaretini kullanarak barıştan ziyade Apo’nun fikirlerini yansıttıklarını düşündükleri için her ortam da bunu yaparlar.

—Apo’nun yakalandığı günü, yas günü olarak ilan edip eylem düzenlerler.

—Aponun doğduğu günü kutlamak için büyük parti organize ederler.

— Türkçe derslerine girmezler.

—Türk Dili ve Edebiyatı bölümlerinde niçin okuduklarının farkına varmadan Türkçeye hakaret ederler. 

—Ne zaman eylem yapılacaksa İstasyon meydanlarına dökülürler…

Daha birçok kucaklaşmayı size yazabilirim. Üniversitenin verdiği bu tavizler bugünkü yaşanılanların sebebidir. Her bir köşede sivil polislerin olmasına rağmen bunların hiçbirine müdahale etmeyen polislerin suçudur. Hocaların maaşlarını alıp köşelerine çekilmeleri bunları doğurmuştur. 

İşte bunlara göz yummayan Ülkücüler bugün kavgacı olarak medyada gösterilmektedir.Çünkü Ülkücülerin bunlara göz yummayacağını bilen kameramanlar hazırda beklemekte ve olay çıktığı an Ülkücüleri zumlamaktadırlar. Bu yüzden elinde tespih, sırtında takım elbiseli kim varsa anında rektörlük tarafından tutanak tutulur ya uzaklaştırma alırlar ya da okuldan atılırlar. 

Gün yine hainlere güler…

Ancak şu bilinmelidir ki hiçbir Ülkücü elini boşa kaldırmaz. 

Hiçbir Ülkücü ne olacağını bilmeden hareket etmez.

Her bir davranışını ölçüp tartarak gösterir.

Ve bu ölçüyü de Ülkü Ocaklarında aldığı terbiyeye borçludur.

Hiçbir Ülkücü kavgacı olarak nitelendirilmeyi hak etmez. Çünkü Ülkücülüğün ülküsünde asla Türk İslam Mührüne kara leke sürmek yoktur.

Dik duruş vardır, Bozkurt duruşu. 

Secdeye eğilen başında yufka yüreği vardır. 

Dillerinde Allah tekbirleri. 

Ve Dokuz Işık Doktrini…

Yorumlar (0)
15
açık
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 32 87
2. Fenerbahçe 32 85
3. Trabzonspor 32 52
4. Beşiktaş 32 48
5. Rizespor 32 48
6. Başakşehir 32 46
7. Kasımpasa 32 46
8. Sivasspor 32 44
9. Antalyaspor 32 42
10. Alanyaspor 32 42
11. A.Demirspor 32 40
12. Samsunspor 32 38
13. Ankaragücü 32 37
14. Kayserispor 32 37
15. Konyaspor 32 36
16. Hatayspor 32 33
17. Gaziantep FK 32 31
18. Karagümrük 32 30
19. Pendikspor 32 30
20. İstanbulspor 32 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 30 68
2. Göztepe 30 60
3. Kocaelispor 30 52
4. Ahlatçı Çorum FK 30 52
5. Sakaryaspor 30 51
6. Bodrumspor 30 49
7. Boluspor 30 46
8. Bandırmaspor 30 46
9. Gençlerbirliği 30 44
10. Erzurumspor 30 41
11. Keçiörengücü 30 36
12. Şanlıurfaspor 30 34
13. Ümraniye 30 34
14. Manisa FK 30 33
15. Tuzlaspor 30 32
16. Adanaspor 30 32
17. Altay 30 15
18. Giresunspor 30 7
Takımlar O P
1. M.City 32 73
2. Arsenal 32 71
3. Liverpool 32 71
4. Aston Villa 33 63
5. Tottenham 32 60
6. Newcastle 32 50
7. M. United 32 50
8. West Ham United 33 48
9. Chelsea 31 47
10. Brighton 32 44
11. Wolves 32 43
12. Fulham 33 42
13. Bournemouth 32 42
14. Crystal Palace 32 33
15. Brentford 33 32
16. Everton 32 27
17. Nottingham Forest 33 26
18. Luton Town 33 25
19. Burnley 33 20
20. Sheffield United 32 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 31 78
2. Barcelona 31 70
3. Girona 31 65
4. Atletico Madrid 31 61
5. Athletic Bilbao 31 57
6. Real Sociedad 31 50
7. Valencia 31 47
8. Real Betis 31 45
9. Villarreal 31 39
10. Getafe 31 39
11. Osasuna 31 39
12. Las Palmas 31 37
13. Sevilla 31 34
14. Deportivo Alaves 31 32
15. Mallorca 31 31
16. Rayo Vallecano 31 31
17. Celta Vigo 31 28
18. Cadiz 31 25
19. Granada 31 17
20. Almeria 31 14