31.05.2014, 11:35

Haymatlos ve Mülteci Meselesi

 Herhangi bir ülkenin vatandaşı olmayan ya da herhangi bir ülkenin vatandaşlık hakkını kaybetmiş ve tekrar kazanamamış kişilere ‘Haymatlos - Vatansız’denmektedir.

Günümüzde herhangi bir sebeple vatanlarından kaçıp başka ülkelere sığınmış olan ‘Mülteci’ denilen yüzbinlerce yurtsuz bulunmaktadır. ‘Mülteciler’ her ne kadar haymatloslar gibi vatandaşlık haklarını kaybetmemiş olsalar bile onlar da vatansız sayılabilirler.

Zira mülteciler, başlangıçta yurttaşlık hakkına sahip olsalar bile zaman içinde bu haklarını bir biçimde yitirmekte ve vatansız duruma gelmektedirler. Bu sebeple ‘Vatansız-Haymatlos’ kavramı ‘Mülteci’kavramıyla birlikte anılmaktadır.

Günümüzde tarifsiz acılar içinde yaşayan ve sorunlarına çözüm bekleyen yeni bir kimliğe muhtaç mülteci durumunda olan on binlerce vatansızlaşmış insan vardır.

Diyeceksiniz ki önümüzde o kadar önemli gündem maddeleri dururken ‘Haymatlos ve Mülteci’ konusu da nereden çıktı?

Anlatayım;
Mülteciler ve vatansızlar sorunu ilk kez I. Dünya Savaşı sırası ve sonrasında gündeme gelmiştir. Zamanla sayıları ve sorunları artan mülteciler ya da vatansızlar tek bir ülkenin meselesi olmaktan çıkmış, çözülmesi zorunlu uluslararası bir problem haline gelmiştir.

Bu amaçla Birleşmiş Milletler Teşkilatı ‘BM’ 1946’dan başlayarak mültecilerin veya vatansızların sürekli ikameti, çalışma şartları ile bunlara uygulanacak hukuk konusuna uluslararası çözüm bulmak için harekete geçmiş ve bu maksatla 1946’da Uluslararası Mülteci Örgütünü ‘IRO’ kurmuştur.

IRO, 1950’de yerini Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğine ‘UNCHR’ bırakmıştır. Günümüzde mülteci ya da haymatlosların sorunları ve çözümü ile BM’nin bu kuruluşu ilgilenmektedir.

Birleşmiş Milletler, vatansızların veya mültecilerin statüleri, ikametleri, çalışma şartları gibi hukuki durumlarının nasıl olacağı konusu ile bunların sayılarının azaltılması hakkında yapılması gerekenlerle ilgili iki uluslar arası sözleşme kabul etmiştir.

Birleşmiş Milletlerin yürürlüğe koyduğu bu sözleşmelerden ilki 1954’de kabul edilen ‘Vatansızların Statüsü’sözleşmesidir. İkincisi ise 1961’de kabul edilen ‘Vatansızlığın Azaltılması’ sözleşmesidir.

Türkiye her iki sözleşmeye de taraf olmakla beraber henüz TBMM tarafından onaylanmadığı için bu sözleşmeler ülkemizde yürürlükte değildir.

İyi ki de bu sözleşmeler onaylanmamıştır ve yürürlükte değildir. Zira Mahmur, Gregewro, Zaho, Miserike, Heseniye, Melebirkan ve Hariri gibi Irak topraklarında bulunan çok sayıda güya mülteci kampı olan terörist barınakları bulunmaktadır. Yine bilindiği gibi Suriye’de nerede yaşadığı meçhul kimliksiz on binlerce PYD-PKK’lıKürt bulunmaktadır. Bugün ülkemizde aralarında kimliksiz Kürtlerin de olduğu 700 bine yaklaşan Suriyeli göçmen yaşamaktadır.

Yani sınırlarımız içinde veya hemen sınırlarımızda ülkemize terör ihraç eden on binlerce mülteci, mülteci adayı veya haymatlos bulunmaktadır. Eğer bu sözleşmeler onaylamış olsaydı zaten sorun olan mülteciler, bugün Türkiye için altından kalkılamayacak kadar ağır yükümlülükler oluşturacaktı.

Haklı olarak 53 yıldır onay için bekletilen her iki sözleşme de maalesef bugün ve muhtemelen PKK’nın baskısıylaAKP hükümeti tarafından sessizce TBMM gündemine getirilmiştir. Büyük bir ihtimalle de cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde AKP çoğunluğu tarafından mecliste onaylanarak yürürlüğe girecektir.

İşte haymatlos ve/veya mülteci meselesini damdan düşer gibi gündeme getirme sebebim hükümetin bu sözleşmeleri onay için meclis gündemine getirmesidir.

Cumhuriyet Hükümetlerinin elli, altmış sene onay vermediği ‘Vatansızların Statüsü ve Vatansızlığın Azaltılması Sözleşmeleri’ hem de cumhurbaşkanlığı seçiminin hemen öncesinde AKP hükümetince imzalanarak onay için TBMM gündemine getirilmesi oldukça manidardır.

Bu sözleşmelerin Suriyeli mültecilere kolayca ve topluca Türk vatandaşlığı verilmesine imkân hazırlamasından daha vahim yönü, on binlerce kimliksiz Suriye Kürtleri ile K. Irak’da ki terör kamplarında yuvalanan vatandaşlık hakkını kaybetmiş binlerce PKK teröristine Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlık hakkının yeniden tanınabilecek olmasıdır.

PKK, otuz yıldır elde edemediğini maalesef bu sözleşmelerin uygulanması ile kazanacaktır.

Son zamanlarda peş peşe çıkarılan ve çıkarılmaya çalışılan yasalar ile dış müdahalelere hukuki zemin oluşturacak uluslararası belgelerin onaylanması ister istemez aklımıza ‘Acaba PKK’nın bu isteklerin yerine getirilmesi karşılığında Tayyip Beyin cumhurbaşkanlığı için bir AKP-HDP/PKK ittifakı mı yapıldı?’ sorusu gelmektedir.

Öyle ya; Eğer böyle bir ittifak olmasaydı Türkiye Cumhuriyeti devleti başbakanı ‘Kaçırılan çocukları geri verin” diye HDP-BDP/PKK’ya ricacı olur muydu? 

Gerçi ‘…Aksi halde B ve C planlarımızı devreye sokarız’ diye güya PKK/HDP’yi tehdit eder gibi yaptı amaPKK’ya teslim olmuş bir AKP’nin bu saatten sonra planı da C planı da D planı da boştur. Zira Güneydoğu’da hatta ülkemizin sokaklarında, üniversitelerinde HDP/BDP’li belediyelerde PKK için artık devlet yoktur.

PKK militanlarının cirit attığı sokaklarda, okullarda, kurumlarda ve Güneydoğu’da eğer devlet olsaydı, PKK teröristleri günlerce yolları kesip devlet görevlilerini, kendilerine karşı olan vatandaşları, 13-15 yaşındaki çocukları dağa kaldırılabilir miydi?

AKP ile HDP/PKK ittifakının küresel güçlerin gözetiminde ‘Vatansızların Statüsü ve Vatansızlığın Azaltılması Sözleşmesi’ benzeri uluslararası belgelerin uygulanması sonucu ülkemizi kaosa sokarak milli bir yıkıma sürüklemeye çalıştıkları artık çok açıktır.

Türk Milliyetçilerinin/Türk Ülkücülerinin, milletimizin, devletimizin varlığını/birliğini tehdit eden bu tehlikeyi bütün güçleri ve imkânları ile milletimize anlatmaları gerekmektedir.

Çağdaş ve milli Türkiye Cumhuriyetinin birlik içinde ve kuruluş felsefesine uygun olarak yaşayabilmesi için milletimizin İhvancı bir cumhurbaşkanının seçilmesine onay vermemesi şarttır.

Aksi halde Tayyip Beyin ‘Yeni Türkiye’si, Türk Milliyetçilerinin yaşayamayacağı ve/veya yaşatılmayacağı bir Türkiye olacaktır.

‘Milli Direniş’ görevi bir kez daha Türk Milliyetçilerine düşmüştür. Allah yardımcımızdır.

Ne Mutlu Türk’üm diyene!
Yorumlar (0)
15
açık
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 32 87
2. Fenerbahçe 32 85
3. Trabzonspor 32 52
4. Beşiktaş 33 51
5. Rizespor 32 48
6. Başakşehir 32 46
7. Kasımpasa 32 46
8. Sivasspor 32 44
9. Antalyaspor 32 42
10. Alanyaspor 32 42
11. A.Demirspor 32 40
12. Samsunspor 32 38
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 32 37
15. Konyaspor 32 36
16. Hatayspor 32 33
17. Gaziantep FK 32 31
18. Karagümrük 32 30
19. Pendikspor 32 30
20. İstanbulspor 32 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 30 68
2. Göztepe 30 60
3. Kocaelispor 30 52
4. Ahlatçı Çorum FK 30 52
5. Sakaryaspor 30 51
6. Bodrumspor 30 49
7. Boluspor 30 46
8. Bandırmaspor 30 46
9. Gençlerbirliği 30 44
10. Erzurumspor 30 41
11. Manisa FK 31 36
12. Keçiörengücü 30 36
13. Şanlıurfaspor 30 34
14. Ümraniye 30 34
15. Tuzlaspor 30 32
16. Adanaspor 30 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 30 7
Takımlar O P
1. M.City 32 73
2. Arsenal 32 71
3. Liverpool 32 71
4. Aston Villa 33 63
5. Tottenham 32 60
6. Newcastle 32 50
7. M. United 32 50
8. West Ham United 33 48
9. Chelsea 31 47
10. Brighton 32 44
11. Wolves 32 43
12. Fulham 33 42
13. Bournemouth 32 42
14. Crystal Palace 32 33
15. Brentford 33 32
16. Everton 32 27
17. Nottingham Forest 33 26
18. Luton Town 33 25
19. Burnley 33 20
20. Sheffield United 32 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 31 78
2. Barcelona 31 70
3. Girona 31 65
4. Atletico Madrid 31 61
5. Athletic Bilbao 32 58
6. Real Sociedad 31 50
7. Valencia 31 47
8. Real Betis 31 45
9. Villarreal 31 39
10. Getafe 31 39
11. Osasuna 31 39
12. Las Palmas 31 37
13. Sevilla 31 34
14. Deportivo Alaves 31 32
15. Mallorca 31 31
16. Rayo Vallecano 31 31
17. Celta Vigo 31 28
18. Cadiz 31 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 31 14