Penturk Haber
2013-05-29 03:16:58

ÜLKÜCÜ ŞEHİTLERİMİZİN HER BİR DAMLA KANI, EBED-MÜDDET SÜRECEK DAVAMIZIN EN MÜBAREK HARCIDIR

29 Mayıs 2013, 03:16

 Türk-İslam Ülkücüleri olarak zor günlerden geçerek bugünlere geldik. Türklüğün hor görüldüğü, suç kabul edildiği nice çetin ve zor yıllardan geçerek, bugünlere vardık.

Geçit vermez dağlar misali nice engebeleri aşarak kutlu yolculuğumuzu sürdürdük.

Tıpkı Fuzuli'nin;

"Dost bi-vefa, felek bi-rahm, devran bi-sükûn.

Dert çok, hem-dert yok, düşman kavi, tali zebun.

Dizelerindeki gibi; korkuların, karanlıkların, ihanetlerin kol gezdiği, derdin, düşmanın çok olduğu, dünyanın merhametsiz, devrin zor olduğu bir zamanda; milletimizin ebed-müddet varlığı uğrunda; binlerce ülkücü, Başbuğumuzla birlikte mahpus damlarına tıkıldı. Mağdur edildi.

Şüphesiz ki yılmadık. Vatanımızı namusumuz gibi sevdik, namusumuz gibi kıskandık, namusumuz gibi koruduk ve kolladık.

Bin yıllık Türk-İslam yurdu ata yurdumuzda, ihanet odakları; 'at oynatamaz, cirit oynayamaz' dedik. Yalnız imanımızla ve yüreğimizle hainlerin yolunu kestik. Ancak binlerce dava adamı vuruldu, yaralandı. Şehit oldu.

İlla velakin fikir ve hürriyet kahramanı Namık Kemal'in millet sevdası uğruna tıkıldığı, bir insanın zor nefes alabildiği Magosa zindanlarındaki yıllarda, milletimize nefes aldıran, ruh veren o müthiş beytindeki;

"Sana senden gelir bir işte 'dâd' lâzımsa,

Zaferden ümidin kes gayriden imdad lâzımsa"

Sözlerindeki milli-manevi hakikat gibi; ülkücü gençlik olarak hiçbir yere bağlanmadık. Hiçbir güçle bağlantımız olmadı.

Ancak Yüce Allah'a sığındık. Rabbimizin bizim için en uygun olanı takdir etmesi için, bir kahramanlık marşı gibi dilimizden düşürmediğimiz;

"Allah'a dayan, sa'ye sarıl, hikmete râm ol,

Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol"

İlahi rahmetinde yıkandık.

O'ndan medet umduk. Yalnızca, "... Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey sizin için hayırlı olur ve hoşunuza giden bir şey de sizin için şer olur. Allah bilir, siz bilemezsiniz." (2:216) ayetini hatırlayıp, Hz. İbrahim gibi dua ettik.

Sonsuzluğun derinliğinde var olduğuna şeksiz ve şüphesiz iman ettiğimiz, Kudreti Varlığına şahit, zamandan ve mekândan münezzeh olana, ancak; O'na teslim olduk.

Evet. Asla unutmadık. Unutmayacağız. Unutturmayacağız.

1968-1980 yılları arasında Türk milletinin birliğine, Türk vatanının bölünmezliğine, milli devlet varlığının korunmasına arka çıktıkları için, Türk milliyetçileri, o günde; yıkıcı ve bölücü mihrakların kurşunlarının hedefi olmuş, ŞEHİDİMİZ GÜN SAZAK BEY GİBİ nice şahsiyet ve cesaret timsali mensuplarını şehit vermişti.

Bu vesileyle bugün bir kez daha yemin ediyoruz ki; vatana, devlete, bayrağa, dilimize ve dinimize "yar" diyen ve bu "yar uğrunda" şehit düşen ülküdaşlarımız şerefimizdir. Şerefimizi yere düşürmeyeceğiz.

Ve her zaman şehadetleri yolumuzu aydınlatan meşale, kanları üzerimizde asla ödenmesi mümkün olmayacak hak olarak kalacaktır.

Çünkü Ülkücü şehitlerimizin her bir damla kanı, ebed-müddet sürecek davamızın en mübarek harcıdır.

TÜM ŞEHİTLERİMİZİN RUHLARI ŞAD MEKÂNLARI CENNET OLSUN

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.