Hatta iktidar kanadı ölüler üzerinden siyaset yapmayın derken bir yandanda başkanları ve müşavirleriyle insanları tokatlıyor dövüyorlar...
eyyy beynini kullanmayan kalbini sorgulamayan taraftar kitlesi...
özelleştirmeler iktisadi olmaktan çok siyasi değilmi...
atamalar siyasi değilmi...
tanıdık firmalara yapılan denetlemeler siyasi değilmi...
işçi hakları, kadın cinayetleri, çocuk suistimalleri, toplu tecavüzler, muhalefete baskı, medyaya sansür, toplumsal muhalefete şiddet, kamu alanlarının polis gücüyle kullanımının engellenmesi, kamu sınavları, idarenin yasal temele dayanması gereken tüm uygulamaları, kentsel dönüşüm, eğitim sisteminin yenilenmesi, polis memurlarının yer değişiklikleri, hakim ve savcı atamaları, belediye çalışanlarının seçilme kriterleri, akademide yükselme, patron örgütleri, sendikalar, vs. vs. ...
her şeye dibine kadar siyaset bulaşmışken artık tek bir kelime dahi olsa siyasete bulaşmadan bu ülkede konuşamaz, hareket edemezsiniz...
kılı oldukları bop eşbaşbakanı bizzat kendisi "taraf olmayan bertaraf olur" diyerek insanları cephe almaya, tüm söylem alanlarını politize etmeye çalışmamışmıdır... toplumsal huzursuzluğun bu denli artmasının yegane sebebi bu değilmidir...
düşünün ki bir üniversite hocası açıklamalarını bilime uygun değil iki sene sonra gerçekleşecek rektörlük ya da dekanlık seçimi doğrultusunda siyasi duruma göre yapsın...
hatta hayvanat bahçesi müdürüne tübitakta müdürlük verilmesi siyasi değilmi...
öyle bir hakim hayal edin ki kararı yasalara, adalete göre değil iktidar sahiplerini memnun edecek doğrultuda versin...
öğrencilerin kaderini belirleyecek sınavlar, eğitim sistemi yine öğrencilerin daha iyi eğitim alabilmeleri maksadıyla pedagojik kaygılardan ziyade siyasi ideolojiler doğrultusunda dizayn edilsin...
yıllarca emek vermiş, çalışmış, kendilerini geliştirmiş insanlar liyakat ölçütüyle değil eş dost, akraba kontenjanı sebebiyle işsiz kalsın, mobbing'e maruz kalsın...
toplumda güvenliği sağlama maksadıyla silahlı ve yetkili insanlar toplumu değil; adaletsizliği ve kanunsuzluğu sürdürmek gayesi ile insanlara şiddet uygulasın, öldürsün...
nihayetinde öyle bir meclis düşünün ki aldığı kararlar toplumsal ihtiyaçlar neticesinde değil iktidardaki bir avuç insanın kararlarını onaylamaktan öteye gitmesin...
tüm bunlar ne yazık ki bağlantılı ve aşama aşama bu noktaya geldik...
artık siyasetin olumsuz anlamda nüfuz etmediği; siyasilerin o ya da bu doğrultudaki açıklamaları ile saflığını, temizliğini, bilimselliğini, etiğini yitirmediği tek bir alan dahi kalmadı...
ne yazık ki işçilerin ölümleri sermayedarları ve iktidarı güçlendirmek için yıllarca görmezden gelindi... bu sebepledir ki bugün bu facia üzerinden geçen onca saate rağmen ölü sayısını açıklayamazken sansürlüyorsunuz... bbc'den, reportturk'ten, belediye başkanı'ndan gelen haberler bakandan, validen, tv kanallarından gelmiyor... hiçbir yancı medya organı twitter'daki görüntüleri paylaşamıyor, işçilerden doğrudan bilgi aktaramıyor... söz verilen akademisyenler sadece bakanın sözlerini onaylamak için orada...
an itibarı ile ortada ölümler üzerinden siyaset yapan taraf hükümettir... dezenformasyon ile, alenen yalan ifadelerle, gerçeği saklayarak ve kaçırarak bu büyük faciayı yönlendirmek ve siyasi sorumluluklarından kaçmaktadırlar...
Ayrıca hedefi 2023 olan ,Türkiye’de devrim yaptık, sağlıkta çığır açtık diyenler 6000’e yakın maden işçisinin çalıştığı Soma'da, Soma Devlet Hastanesinin yanık ünitesi olmamasının izahını nasıl yapacaklar... Sağlıkta yaptığınız devrim bumu sizin...
yazılarım için siyaset yapıyorsun diyorlar...
doğru yapıyorum bir avuç kömür bir ömür etmediği için yapıyorum...
neden yaptığıma gelince...
siyaset yapıyorum çünkü ekonomimiz iktidarın dediği gibi çok süper değil...
bu adamlar gediz ovası'na üzüm, zeytin, tütün ekmek yerine neden madene iniyorlar... neden sence düşündünmü hiç... çünkü tarım bitti...
bu adamlar neden eskiden olduğu gibi hayvancılık yapıp, dericilik yapıp geçinmiyor... çünkü hayvancılık da bitti...
bu adamlar eskisi gibi bakırcılık veya demircilik yapmıyor... çünkü bitti...
bu adamlar mecbur bırakıldıkları için o madende çalışıyor...
siyaset yapıyorum çünkü 19 yaşındaki çocuğun o madenlere inmesine devlet izin veriyor... çocuk işçi çalıştırılmasına engel olabilecekken olmayan, olmadığı gibi 4+4+4 sistemiyle bunu teşvik eden devlet olduğu için yapıyorum...
siyaset yapıyorum çünkü rant uğruna madenleri denetimsiz bırakan iktidarın kendisi...
Almanya'da neden maden patlamasında yüzlerce insan ölmüyor... devlet denetiminde olduğu için olabilir mi acaba...
Almanya'nın sadece hitler'ini örnek aldığınız, iş güvenliği ve ahlakını almadığınız için siyaset yapıyorum...
siyaset yapıyorum çünkü birkaç gün önce verilen önergeyi reddeden iktidar o önergeyi reddetmese belki de bu kadar insan ölmeyecekti...
Mısır'da bir kızın ölümüne ağlayan sizin bop eşbaşkanınız kendi insanımız ölürken hala tek kelam etmeyip elinde kamera ile çekim yaptığı için siyaset yapıyorum...
siyaset yapıyorum çünkü bu maden defalarca denetlenip araya siyasilerin girmesiyle tekrar açıldı...
siyaset yapıyorum çünkü bu işçilerin ölmesinin sebebi kapitalizm ve "ölmek bu mesleğin kaderinde var" diyen bir siyasetçi onu destekleyen sizlersiniz...
ben siyaset yapmayayım da kim yapsın...
iktidar kanadı yandaşları ve bedava kömür istekçileri Soma da birinci parti çıktık diyebilirsiniz...
İnancımız gereği sizin yaptığınızı yapamıyor, Milleti sizden bizden diye ayıramıyor yaratılanı Yaratan dan ötürü seviyor, Millet olduğumuz için kucaklıyor, İnsan oldukları içinde Dua ediyoruz...
Kendi vatandaşını tokatlayan tekmeleyen iktidarın huzurlu bir günü geçmediği için kendi kendiyle savaşıyor... sürekli bağrış çağırış içinde...
isterse ülkeyi satın alsın, isterse yeni makara bir din yaratsın lakin huzuru bulamayacağı kesin...
onların iktidarına rağmen Hak'tan ve Halk'tan yana olan biz Türkler çok daha mutluyuz emin olun...
60 yaşında birinin her gününü öfke nöbetleriyle geçirmesine acıyorum... sağlam irade diyipte taklalar atmasına rağmen bu iradesini gösterememesine ne denir...
bitmeyecek gibi görünen ömrünün çoğunu bitirdi geriye kaç yıl kaldı Allah bilir... Lakin kalan yılları için beddualar alarak geçirmek... kendisinden çok yakınlarına, destekçilerine ve gelecek nesline böyle bir yatırım miras bırakıyor olmak nasıl bir anlayıştır...
kimsenin iktidarı ve ömrü ebedi değil...
maddi zenginlik de bir halt değil...
boğazın kenarında Osmanlı Padişahlarının yaşadığı saraylar duruyor neredeler şimdi...
Ortaköy'ü Atatürk'ün vals yaparken ki fotoğrafları süslüyor... denize giriyor yüzünden mutluluk fışkırıyor...
12 yıldır iktidarda 12 kere güldüğünü hatırlamıyorum...
dünyayı önüme serseler gene de kabul etmeyeceğim sefillikte bir hayat onunkisi... kazanmak böyle bir şey mi...
istemem... onur, vicdan, huzur, mutluluk, merhamet, adalet gibi kavramlara uzak bir ömür geçireceğime bu kadar insanın nefretini kazanacağıma Sedyeyi kirletmeden Soma'da ölmeyi tercih ederim...
Kimsenin kaçamayacağı o günde görüşmek üzere...
Ne Mutlu Türküm Diyene...