Penturk Haber

Sinan Oğan'dan “Hocalı Soykırımını Anma Günü” Teklifi

SİYASET

MHP Iğdır Milletvekili Sinan Oğan 26 Şubat tarihinin Hocalı Soykırımını Anma Günü” olarak kabul edilmesine ve İğdır, Kars, Ardahan, Ağrı, İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Kocaeli, Manisa ve istenildiği takdirde diğer illerimizde Hocalı'da yaşananların unutulmaması için anıtların yapılmasına ilişkin kanun teklifi verdi. „

"uluslararası alandatüm devletlerin şahit olduğu birsoykırım olan Hocalı'nm öncelikle TBMM tarafından Soykırım olarak tanınması önemlidir"diyen MHP Iğdır Milletvekili Sinan Oğan 26 Şubat tarihinin Hocalı Soykırımını Anma Günü” olarak kabul edilmesine ve İğdır, Kars, Ardahan, Ağrı, İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Kocaeli, Manisa ve istenildiği takdirde diğer illerimizde Hocalı'da yaşananların unutulmaması için anıtların yapılmasına ilişkin kanun teklifi verdi. Teklif şu şekilde:

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA


25 ve 26 Şubat 1992 tarihlerinde Ermeniler tarafından Azerbaycan'da bulunan Hocalı Kasabasında yapılan insanlık dışı zulmün ve katliamların “26 Şubat” tarihinin Türkiye'de “Hocalı Soykırımını Anma Günü” olarak kabul edilmesine ve İğdır, Kars, Ardahan, Ağrı, İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Kocaeli, Manisa ve istenildiği takdirde diğer illerimizde Hocalı'da yaşananların unutulmaması için anıtların yapılmasına ilişkin kanun teklifi gerekçesi ile birlikte ekte sunulmuştur.
Gereğini arz ederim. Saygılarımla.


Dr.SinanOĞAN 
İğdır Milletvekili


GENEL GEREKÇE


25-26 tarihlerinde Ermeniler tarafından Azerbaycan'ın topraklarına yapılan saldırıda, savunmasız Azerbaycan Türkleri hedef alınmış ve Hocalı kasabasında sivil halk toplu olarak zalimce katledilmiştir. Resmi verilere göre Hocalı'da yaşanan insanlık dramında 106'sı kadın, 83'ü çocuk, 70'ten fazlası ise yaşlı olmak üzere toplam 613 Azerbaycan Türkü kendilerine uygulanan vahşice işkence sonucu hayatına kaybetmiştir.Kadın, erkek, bebek, yaşlı denmeden Hocalı'da yaşayan sivil halkın topluca katledildiği bu soykırımda 487 kişi ağır yaralı olarak kurtulmuştur. 1275 kişi rehin alındığı ve 150 kişinin ise kaybolduğu bu vahşet hala olayın şahitlerinin zihinlerinde hala canlığmı yitirmekte, ayrıca bu soykırım inkarı mümkün olmayan belgelerle ispat edilmektedir.
Hocalı kasabasının etrafı kuşatılarak halkın kaçmasına izin verilmemiş, insanların gözlerinin oyulduğu, tırnaklarının işkence ile söküldüğü, kafalarının, kulaklarının, burunlarının ve vücutlarının çeşitli uzuvlarının kesildiği bu katliam insanlığın hiçbir değeriyle bağdaşmadığı gibi uluslararası hukuk alanındaki temel sözleşmelerde bulunan birçok kanuna da aykırıdır. Hocalı'da yaşananlar, 10 Aralık 1948 tarihinde kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin “Hiç kimseye işkence ya da zalimce, insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele ya da ceza uygulanamaz” diyen 5. maddesi ve “yaşama hakkına” ilişkin 3. maddesiyle hiçbir şekilde bağdaşmamaktadır. Bunun yanı sıra, 9 Aralık 1948 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 260 A (III) sayılı kararıyla kabul edilen “Soykırım Suçunun Önlenmesine ve Cezalandırılmasına Dair Sözleşme”nin 2. maddesinde ne tür faaliyetlerin “soykırım” suçunu oluşturduğu belirtilmiştir ve bu tanımlar Hocalı'da yaşanan olaylarla birlikte değerlendirildiğindeHocalı'mn bir soykırım olduğu açıkça görülmektedir. 2. maddenin a bendinde yer alan “bir grubun üyelerinin katledilmesi” ve b bendinde yer alan “grup üyelerinin bedeni ve akli açıdan ciddi biçimde zarar verilmesi” koşulları ile Hocalı'da meydana gelen olaylar birebir uyuşmaktadır. Hocalı'da meydana gelen hadiselerin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 3. maddesinde “Hiç kimse işkenceye veya insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele veya cezaya tabi tutulamaz” ifadeleriyle yasaklandığı da burada belirtilmelidir. Ayrıca, aynı sözleşmenin 2. maddesinde de hiçbir bireyin yaşamına kasten son verilemeyeceği ifade edilmiştir. Bunların yanı sıra, Hocalı Soykırımı Cenevre Sözleşmesi, Vatandaş ve Siyasi Haklar Konusunda Uluslararası Sözleşme, Ateşkes Zamanında ve Askeri Çatışmalar Zamanı Kadın ve Çocukların Korunması Beyannamesi'nin ilgili maddelerine de karşı olarak işlenmiş suçtur. Ayrıca, Hocalı katliamı, uluslararası hukukta saygın bir yere sahip Nürnberg Mahkemesi Kuruluş Senedinde ve Mahkeme Kararında Tanınan Uluslararası Hukuk İlkeleri Metni'nin 6. ilkesinin II. bendinin c. fıkrasında tanımlanmış olan “insanlığa karşı işlenen suçlar” kapsamında de değerlendirilmesi elzemdir.
Bunlara rağmen, Hocalı'da kendi yaptıklarını unutan Ermenistan devlet olarak ve diaspora teşkilatları olarak yurtdışında Türkiye aleyhine çalışmalarına hız kesmeden devam etmiş ve “sözde Ermeni soykırımı” iddialarını çeşitli ülkelerin meclislerinde ve senatolarında kabul ettirmiş, hatta bunun cezalandırılmasına ilişkin bazı yasaların çıkartılması için seferber olmuşlardır. Bunun en son örneği, ifade özgürlüğü hiçe sayılarak Fransa Senatosu'nda kabul edilen sözde Ermeni soykırımını inkâr yasasının onaylanması olmuştur. Ne var ki, Fransa'nın önde gelen basın organlarından biri olan Le Monde gazetesi 14 Mart 1992 tarihinde “Ağdam'da bulunan basın mensupları, Hocalı'da öldürülmüş kadın ve çocuklar arasında kafaderisi soyulmuş, tırnakları çıkarılmış üç kişi görmüşler. Bu, Azerilerin propagandası değil bir gerçektir.” ifadeleriyle Hocalı'da yaşananları anlatmıştır.
Ermenistan ve Ermeni diasporasının asılsız ve temeli olmayan yasalara karşı gereken cevabı vermek için siyasal alanda özellikle yasama merciinde çeşitli çalışmaların yapılması büyük önem arz etmektedir. Siyasal alanda alınacak kararlar toplumsal olarak yankı bulacak ve sosyal alanda haklı tepkilerin verilmesi için bir ortam hazırlayacaktır. Bu bağlamda, Fransa'ya gereken tepkinin verilmesi için özellikle başkent Ankara'da bulunan Paris Caddesi'nin isminin “Hocalı Caddesi” ve Dögol Caddesi'nin ise adının “Hocalı'da soykırıma uğratılan Türklerden birisinin ismi ile” değiştirilmesi de gündeme getirilmelidir. Bunlardan başka, Türkiye'nin Hocalı katliamını soykırım olarak tanıması, İslam coğrafyasında ve Türk dünyasında benzer kararların alındığı bir süreci başlatmak açısından önemlidir.
Türkiye ile Azerbaycan iki devlet tek milletidir” sözü ve “Azerbaycan'ın sevinci sevincimiz, kederi kederimizdir” sözlerinden hareketle, İğdır, Kars, Ardahan, Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa, Kocaeli ve çeşitli diğer şehirlerimizde inşa edilecek anıtlar ile Hocalı'da yaşanan keder, hem paylaşılmış olacak hem de tarih bilinci ve iki ülke arası dostluk bağlan canlı tutulmuş olacaktır. Yurtdışında Ermeni diasporası öncülüğünde “sözde Asuri, Keldani soykırımları” yaratılmaya çalışılmakta ve bu bağlamda Avusturalya, Fransa gibi ülkelerde yapılan anıtlar göz önüne alındığında, uluslararası alandatüm devletlerin şahit olduğu bir soykırım olan Hocalı'nm öncelikle TBMM tarafından Soykırım olarak tanınması önemlidir.
Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.