Büyükataman: "ABD Büyükelçisi sömürge komiseri midir yoksa atanmış Türkiye valisi midir?"

 ABD Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone, isim vermeden Ergenekon ve Balyoz davalarını eleştirerek milletvekillerinin, profesör ve komutanların "neyle suçlandıklarını bilmeden"hapis yattıklarını, haklarındaki suçlamaların "tam anlaşılamadığını" söylemiştir. ABD Büyükelçisi sömürge komiseri midir yoksa atanmış Türkiye valisi midir? Yapmış olduğu açıklamayla muradı nedir?

CIA’nın Türkiye uzmanı Henri Barkey'in Utah Üniversitesi’nde“Felaket ile Flört: Türkiye-Irak-ABD” ismiyle verdiği konferansta AKP hükümeti ve ABD’nin el birliğiyle Türk Ordusu’nu nasıl kafeslediğini ballandıra ballandıra anlattığı sözleri milli hafızalarımızdaki tazeliğini hâlâ korumaktadır. Bu sözlerden kısa bir dönem sonra, 4 Temmuz 2003’te Irak'ın Süleymaniye kentinde ABD askeri tarafından başına çuval geçirilmek suretiyle Türk askerinin gururuyla oynanmış ve ilerleyen süreçte ise Balyoz iddiaları ve kamuoyunda “Ergenekon Davası” olarak bilinen “Ümraniye Davası” ile Türk Ordusu’nun itibarının sıfıra indirilmesi için sistemli ve programlı bir çalışma başlatılmıştır. Bu senaryonun uygulamaya konulduğu esnada ve sonrasında ise AKP hükümeti ya üç maymunu oynamış ya da doğrudan doğruya destekçi ve değnekçi rolünü üstlenmiştir.

Komutanlarımız terörist sıfatıyla yargılanırken, AKP hükümeti terör örgütüyle kucaklaşmayı tercih etmiş ve terörle mücadele etmek yerine pazarlık masalarında önünü iliklemeyi seçmiştir. Şüphesiz ki bu olay Türk siyasi tarihine bir utanç vesikası olarak geçecek ve AKP hükümeti gelecek nesiller tarafından, Türk milleti için bir talihsizlik abidesi olarak anılacaktır.

Sayın Genel Başkanımızın, başta İstanbul milletvekilimiz Engin Alan Paşa ve eski Genelkurmay Başkanımız İlker Başbuğ Paşa olmak üzere yıllar boyunca teröre karşı amansız bir mücadele veren tutuklu komutanlarımızı Silivri’de ziyaretinin hemen ardından yaşanan gelişmeler AKP hükümetinin ne denli ikiyüzlü bir siyaset izlediğinin de en net göstergesidir. Bir dönem Ergenekon mahkemesi ve Balyoz iddiası davasının savcısı olmakla övünen Başbakan Erdoğan, her ne hikmetse birdenbire rütbelerini sökmüş ve tutuklu komutanların avukatlığı vazifesini üstlenmiştir. Dün suçlayan konumundaki Başbakan, bugün savunan konumuna geçmiştir. 

Başbakan Erdoğan’ın tutuklu komutanlarımıza sahip çıkma telaşına kapılması ve sonrasında ABD’den, Başbakan’ı destekler nitelikteki yapılan açıklamalar bizler için Henri Barkey’in “ABD, AKP ile anlaşarak Türk Ordusu’nu kafesledi” sözlerinin altına atılan birer ıslak imzadır.

Eğer Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin mukadderatı gizli antlaşmalarla ABD’ye teslim edilmemişse; Başbakan Erdoğan, sömürge komiseri edasıyla hareket eden ve atanmış Türkiye valisi gibi konuşan ABD'nin Ankara Sefiri Francis Ricciardone’ye tepki göstermeli ve içişlerimize karışmaması ikazında bulunarak haddini bildirmelidir