Penturk Haber

Bahçeli: Kandil'e paraşütle inen soytarılar

SİYASET

Partisinin grup toplantısında konuşan Devlet Bahçeli, AK Parti'ye yönelik ağır ithamlarda bulundu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Teröre karşı çözüm süreciyle ilgili sert konuşan Bahçeli, "Bırakın, Kandil yamacına çözüm amacıyla paraşütle inen soytarıların yedikleri içtikleri ayrı gitmesin bize Türk milletinin varlığı ziyadesiyle yeter." dedi.
İşte Bahçeli'nin açıklamasından satır başları

TÜRKİYE ADIM ADIM TASFİYE OLMAKTA

ürkiye adım adım tasfiye olmakta, Türk milleti yavaş yavaş zehirlenmektedir. Çözüm sözleri, barış ezberleri varlığımızı birliğimizi harap etmeye ayarlı saatli bir bombaya dönüşmüştür. Geçmişte her çözüm denildiğinde bir insanımızı yitirdik, bir toprağımızdan olduk. Bunlardan ders almayan gafiller, hainler ve vicdanları mezbeleye dönüşmüş nankörler şimdi faaliyettedirler. Başbakan Erdoğan, Damat Ferit'ten aldığı bayrağı bölünmüş vatan toprağına dikmek için çalışmaktadır. Bunun için istismarda aldatmada sınır tanımamaktadır. Milletimiz alıştırılmak istenmektedir. Başbakan Erdoğan'ın diz çöken acizliği, her kepazeliğe davet çıkaran politikaları Türk milletini sona yaklaştırmaktadır. Başbakan Erdoğan için, Haçlılarla aynı fikirde olmak rahatsız edici görünmemiştir.

KANDİL YAMACINA PARAŞÜTLE İNEN SOYTARILAR

Biz Türk milletine inanıyoruz, varlığına güveniyoruz ve bütünlük içinde yaşamak dışında hiçbir alternatife güvenmiyoruz. Milleti bölmenin adı çözüm ise, biz çözüme ve çözüm taraftarlarına karşıyız. Bırakın AKP, CHP, BDP, İmralı canisi hepsi aynı safta dirensinler biz hepsine bozkurt gibi direniriz. Bırakın, Kandil yamacına çözüm amacıyla paraşütle inen soytarıların yedikleri içtikleri ayrı gitmesin bize Türk milletinin varlığı ziyadesiyle yeter.

ŞUURSUZLAR NEYİ BEKLİYOR?

AKP'nin medet beklediği çare umduğu elinden tuttuğu şahıs Türk milletine çevrilmiş ölüm silahının bir numaralı failidir. Şehitlerin kanı bu hainin eline bulaşmıştır. Öncelikle herkesin diline pelesenk olmuş, çözüm ve barış sözlerinin üzerinde durmak bu alanda kafa yormak gerekmektedir. Açıklıkla sormak isterim ki, Başbakan Erdoğan ve hükümetle birlikte önüne gelenin propagandası yaptığı nedir? PKK neyin karşılığında silah bırakacaklardır? Silahı sigorta olanlar nasıl da birden bire vazgeçecektir? Merak etmekteyiz ki barış nedir, tarafları kimlerdir? Şayet barıştan bahsediliyorsa, savaşın karşı cephesi kimdir? PKK Türk devletinin muhatabı haline mi gelmiştir? İmralı canisi kimin adına konuşmaktadır? Çözüm adı altında neler planlamaktadır? Çözüm de çözüm diyen şuursuzlar bununla neyi beklemektedir?

BUNUN ADI ÇÖZÜM MÜ OLACAK?

Ana dilde eğitim çözüm müdür? İmralı canisinin serbest bırakılması çözüm müdür? Özerklik ve federasyon çözüm yolu mudur? PKK'nın affedilmesi siyasete taşınması çözümün hangi etabıdır? Bölücü teröre 29 yıldır mücadele vermiş, gazilerimizin şehit yakınlarının hakkı nasıl ödenecektir? Sayın Başbakan, sayın Cumhurbaşkanı size göre çözüm nedir? TÜSİAD'ın yöneticileri siz çözümden ne anlıyorsunuz? İstanbul'da bol keseden atıp tutacağınıza zahmet edip mesela Hakkari'de Şırnak'ta ne zaman yatırım yapacak ve fabrika kuracaksınız. Boğazda keyif çatan yarım aydınlar, ipotek altındaki kalemşörler derdiniz nedir? Neyi beklemektesiniz? Teröristler aklanınca, İmralı canisi özgürlüğüne kavuşunca, Türk milleti parçalanınca bunun adı çözüm mü olacak?

SENİ İKTİDARA PKK TAŞIMADI

Bil ki seni PKK iktidara taşımadı. Başbakan kalabilmek için yabancılara yeminlerin mi vardır? Yetmedi mi yaptıkların, bitmedi mi oyunların? Türkiye bu hıyanet kuşağını daha fazla kaldıramayacak, bu saldırıları daha fazla kaldıramayacaktır. Yara derindir. Başbakan Erdoğan geçtiğimiz haftaki grup toplantısında, 10 yıldır anneler ağlamasın diye bedenini elini ortaya koyduklarını söylemektedir. Meğerse Başbakan Erdoğan 10 yıldır uğraşıyormuş da bunu kimseler görmemiştir. Asıl analara karalar bağlatan, oluk oluk gözyaşlarının akmasına neden olan, vatanımızı acıya sevk eden iktidarın ismi Adalet ve Kalkınma Partisi ve Başbakan'ı da Recep Tayyip Erdoğan'dır. AKP'nin sonu gelecektir.

AKP'NİN GÖZ YUMMASIYLA ŞOVA DÖNÜŞTÜ

9 Ocak günü Paris'te üç PKK militanının infaz edilmesi Türkiye'yi on gündür oyalamıştır. Soruşturmada, savcı bir numaralı zanlıyı açıklamış ve bunun da PKK'lı olduğu ortaya çıkmıştır. Yine de bu olayın sis perdesi tümüyle aralanmalı ve cinayetler tam olarak aydınlatılmalıdır. Türkiye'ye getirilen cenazeler, AKP'nin göz yummasıyla tam bir şova dönüşmüş ve terör propagandası yapılmıştır.

MANŞETLER HER ŞEYİ GÖZLER ÖNÜNE SERİYOR

Şu gazete manşetleri her şeyi gözler önüne sermektedir. "Türkiye barışa hazır" "Sessizce yürüdüler" "Şükür Diyarbakır'da olay olmadı" "Herkesin gönlü barıştan yana" "Diyarbakır barış dedi" "Artık barış zamanı" "Diyarbakır provokasyona geçit vermedi"

BU ASLINDA İKİNCİ BİR HABUR'DUR

Diyarbakır'da devlet PKK'nın seviyesine indirilmiştir. Bu aslında ikinci bir Habur'dur. Rezillikler örtbas edilmiştir. Sözde güvenlik önlemleri PKK militanları tarafından alınmış, araç ve kimlik kontrolü yapmışlardır. Tabutların üzerine serilmiş ve bayrak direklerine asılmış ve teröristler cirit atmıştır. Bu yaşananlardan çıkan gerçek şudur, bu zamana kadar tek sorun polistir askerdir ve devletin varlığıdır. Bunlar çekilince her şey güllük gülistanlık olmuştur. Öylesine tehlikeli bir psikolojik ortam pompalanmıştır, eğer devlet olmazsa hiçbir mesele kalmayacaktır.

ÖLÜM DÖŞEĞİNDEKİ KÜRTÇÜLÜĞE CAN VEREN SENSİN BAŞBAKAN

Eğer adalet hala varsa, mahkemeler açık vaziyette ise Diyarbakır'daki örgüt propagandalarıyla ilgili soruşturma açılması hakkında cezai takibat başlatılması doğru olacaktır. Ben cumhuriyet savcılarından ses ve çıkış bekliyorum. PKK'nın meşrulaştırma girişimlerine ders verecek, kararlı ve yürekli hakimlerin ortaya çıkmasını diliyorum. Başbakan Erdoğan'ın çelişkili beyanları, aklının karışık ve bulanık olması kendisi adına olduğu kadar Türkiye adına da kaygı vericidir.Başbakan Erdoğan, Gaziantep'te şöyle demiştir: "Tutturmuşlar bir şey. Kürt sorunu. Ben Kürt sorunu diye bir şey tanımıyorum. Kürt kardeşlerimin sorunlarına evet ama Kürtçülüğü reddediyorum." Merak etme sen sayın Başbakan, göğe direk, denize kapak olmayacağı gibi yalan sözlerin de kalıcılığı bulunmayacaktır. Bu sebeple ne dersen de, Kürtçülüğün mutfağında yüzünü kapatan aşçı sensin. Başbakan Erdoğan, ölüm döşeğindeki kürtçülüğe can veren sensin.

KAN İÇİCİ KENELER

Türk milletinin müşterek lisanı Türkçe'dir. Türk milleti etnik bir yapıya atıf yapamaz. Irkı önceliğini almaz. Türk milletinin eşit ve saygın fertleri Türkiye Cumhuriyeti'ne bağlıdır. Türkiye'de sözde Kürt sorunu yoktur. Bölücülük ve terör sorunu vardır. İmralı'da yatan terörist başı, Kürt kökenli kardeşlerimin temsilcisi değildir. PKK sözcüsü değildir. Aksini söyleyen ahlaksızdır, insanımızın başına musallat olan kan içici kenelerdir.

ÖĞRETMENLERİN ATAMA TALEPLERİ ACİLEN KARŞILANMALIDIR

Teröristlerin Türkiye'ye armut toplamak içini gelmediğini söyleyen Başbakan Erdoğan'ın tavrından uzaklaşması, Türk milletinin çökmemesi için artık kesindir.Başbakan'ın Gaziantep'te atama bekleyen öğretmene gösterdiği pervasız çıkıştır. Şubat ayında atama bekleyen öğretmenlerimizin talepleri acilen karşılanmalıdır. Başbakan Erdoğan'ın nezaketsiz yaklaşımı yeni bir skandala sahne olmuştur. Demokratik olarak tepkisini dile getiren bir kardeşimize karşı "O oy senin olsun, al onu kendine sakla" demesi demokrasiye darbedir. Bu aynı zamanda çiftçimize sarf edilen "Ananı al git" sözünün değişik bir versiyonudur. Öğretmene, çiftçiye, memura yeri gelince herkese küçümseyici ifadeleri kurşun gibi kullanan Başbakan'ın dersini alma zamanı gelmiştir. Bu vefasız zihniyet hak ettiği cevabı sandıkta almalıdır.

MATEMATİĞİN YÜZ KARASI

Geçen haftaki bir ifadem Başbakan'a ve arkadaşlarına ters köşe yapmıştır. Matematik dehası olduğunu söylemiştir. Başbakan 10 yıldır, biri 36'ya, tarihi 36'ya, dili 36'ya, vatanı 36'ya, kaderimizi 36'ya bölmeye çalışırken, matematiğin yüz karası olduğunu nedense unutmuştur.

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.