Lider/Kadro MHP’de Değişecektir

 MHP’de kafalar değişmeden tüzük değişmesinin bir anlamı mı var?!. Sorun tüzükten evvel zihniyet ve akıl yürütmede saklı kalan körelmedir. Mevcut MHP siyasetini birkaç cümle ile ifade edersek; kör, ufuksuz, kendi içine hapsolmuş tiplerin ülke ve dünya gerçeklerinden kopuk bir megalomanisini ifade eder. Bahçeli’ye atfedilen “Bilge” sıfatı ile bir çeşit tarikat odağının şeyh-mürit ilişkisi gibi dar alana hapsolan bu yapının esasında hala aldığı oy alkışlanmalıdır. O alınan oyların sebebi ise MHP politikalarına duyulan güvenin eseri değil; bilakis coşkun milliyetçilik duygularını bir şekilde yansıtmak isteyen ahalinin kendini ifade ediş tarzıdır. Yoksa tahakkümcü, duygu ve biz dilinde anlayış yoksunu olanların, hatalarda “ben” dilini kullanmaktan ırak, çakma Ak Sakallar meclisi gibi davranan bahtsızların hiçbir başarısı gözümüze çarpmıyor.

Sn Bahçeli “inatla” görevinin başında kalacağını ifade etmiş. Şakirtleri ile birlikte elbette mevcut işgali sürdürmeleri zor değil. Güç onların elinde; şikayeti ve mutsuzluğu olan Ülkücüleri ajan, provokatör, ne idüğü belirsiz (avatarlar) sayarak “yok” ilan etmesine şaşırmamak lazım. MHP’nin aldığı 5 milyon küsür oy’un anlamlı olması için MHP’nin dili, felsefesi ve motivasyonu anlaşılır ve taşınabilir kıymette olmalıdır. Bu anlaşılırlık ve kıymet normal ölçülerle belirlenmiş politika kültüründe partiyi temsil edenlerin ayar/kıymet ölçüleriyle doğru orantılıdır; fakat Türkiye’de ölçülerin tepe takla edilişi sebebiyle hiçbir sandık sonucu sağlıklı değerlendirmeye tabi değil. MHP’yi başarısız kılanların kusuru ülke ve toplum gerçeklerini okumada miyop oluşlarıyla ifade edilmeli. %12 oy ’un MHP başarısından değil; idealist çekirdek bir zümrenin meseleyi sahiplenişi ve öte tarafta holigan, duygusal; milliyetçiliği ezber okumalarla ifade eden, takım taraftarlığı aidiyeti gibi “işporta bayrak, anahtarlık mesabesinde” gören kalabalıkların öbekleşmesi olarak tespit etmeliyiz.

Bahçeli’nin bilgisayar kullanan “Ülkücü” gençlik temennisiyle, şimdiki Ocak Başkanı Olcay Kılavuz’un “herkese” haddini bildirme mesajı çok manidar. Meşveret, istişare ve tartışma kültürü olması gerekliliğini söyleyen Ülkücüler, sahada bu mevhumun işaretlerini görmüyordur. Şimdi açıkça ifade edelim; eğer mevcut zihniyet ve temsili otorite hala MHP başında ahkâm kesecekse, bu MHP’den umudunuzu kesiniz. Korku söz konusudur, çıkar ve pozisyonunu muhafaza telaşı galebe çalmış, demektir. Başta Devlet Bahçeli olmak üzere yakın çevresinden gelen “ikaz” muhaliflere gözdağı vermek anlamında. Takip, kontrol, yaptırım, disiplin, ihraç.. olmazsa; DAYAK! Turan idealine selam çakan siyasal hareketin meğer ne çok uğraşması gerekli sorunları varmış.

MHP’nin tek sorunu ne Bahçeli ne de yerine gelecek ismin kim olacağı… Kendi ideolojik kaynağından kopan, kültürünü ve manifestosunu anlamakta ve anlatmakta güçlük çeken devşirme bir zihniyetin Yeniçeri Bölüğü gibi… MHP genel başkanı hareketine hakim değil; hakimiyet sağlayamaması sebebiyle daha sert, tehditkar ve içe hapsolan duygu ikliminde partisi grileşiyor. Ağacı kesen baltanın sapı da ağaçtır nihayetinde. MHP’ye zarar verenler dışardaki liboş ya da fitne başları değil; MHP’yi şu an idare edenlerin çaresizliğidir. MHP’de ister kurultay yapsınlar ya da devam etsinler artık değişim, dönüşüm geri dönülmez yola girmiştir. MHP ya büyüyerek Milliyetçi Türkiye idealine devam edecek ya da kendi kavgalarında uç-uk dil misali ötelenecektir.

Genel Başkan namzetleri sıkça ifade edilmeye başlandı. Ülkücü medya ile harici basın gündeme almaya başladı. Meral Akşener, Sinan Oğan ve Süleyman Servet Sazak isimleri ön plandadır. Benim gözlemlerim ve potansiyel bakışımda Süleyman Servet Sazak ön plana çıkıyor. Umarım zengin ve etkin bir tartışma dili nasip olur. Şeffaflık kaidesinde Ülkücü Hareket öz sorunlarını masaya yatırmayı becerir ve değişimin önünü açarsa kesin kazanan taraftır. Genel Başkan adayları çıksınlar ve meseleler ile onların hal çareleri konusunda düşüncelerini bizlere ifade etsinler. Elbette Ülkücü camia lider adaylarını tanımak isteyecektir. Tüzük ya da kurultayın kitabi safahatından ziyade iki konu vurgulanmak zorunda:
1. MHP Genel başkan adaylarının neyi nasıl ifade edeceği.

2. Ülkücü iradenin değişimden başka şansının olmadığını algılama gerçeği.

“Birlikten kuvvet doğar” öz değişiyle, adayların bir, iri ve diri imajı vermeleri tercih edilendir. Şayet “yok” hiçbir aday çıkmayacaksa ve tarihi sorumluluktan kaçınmak gibi bahtsızlığı MHP’ye yaşatacaklarsa veya çıkacak aday “kendi bildiğimi ederim” tutumu sergileyecekse birbirimizi yormayalım, kalp kırmayalım. Samimice, inanarak teşkilatlarında koşturan Ülkücülerin hakkı hukuku gözetilerek her adım dikkatle atılmalıdır. Mevcut MHP yönetiminin umursamazlığı, teşkilatlarına dikte edici tutumlarla yaklaşmaları sebebiyle Ülkücüler partilerinden uzaklaş-tırıl-dı. Heyecanı ve yeniden mücadele hazzı verecek manevi zindeliği ve o zindeliği ağlayacak lider/kadro hareketini umarım MHP’de görürüz. Bahçeli misyonu MHP'de tamamlandı; bu gerçeği şimdi görürsek adımlarımız ülke ve ideallerimiz uğruna şevkle atılacaktır. Gerçekler ve olguları gözlemlediğimizde anlıyoruz ki MHP'de değişim ihtiyacı, gereği, şuuru ve iradesi önlenemez radde de başlamıştır.