Penturk Haber
2014-04-10 08:30:23

Konuşan kabul ediyor , o "montaj" diyor!

Yıldıray ÇİÇEK

10 Nisan 2014, 08:30

 Türkiye, 17 Aralık 2013 ve 30 Mart 2014 tarihleri arasında sosyal medyada yayınlanan iktidar mensuplarına ait ses ve görüntü kayıtlarına kilitlenmişti. Yolsuzluklar, rüşvetler , adaletsizlikler , ahlaksızlar , inançsızlıklar adeta AKP'nin zihniyetinden ,dilinden ve paçasından akıyordu. Ses kayıtlarını biri kabullenirken ,diğeri "montaj"diyerek seçim sürecini tamamladılar.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık'ın "Ben o ses kayıtlarını dinlediğimde çok açık bir montaj olduğunu hissettim." Sözleri Türkiye'ye adeta ışıklar (!) saçmıştı. Bakan montaj olduğunu hissediyorsa , bizde Allah'a iman ettiğimiz gibi biliyoruz ki , hepsi gerçek ve AKP'nin siyasi karakterine uygun içeriklerdi. Zaten gerçek olduğunu bizzat muhataplarının birbirini yalanlayan açıklamalarından anlıyoruz. Hiç şaşırdığımız bir konuşma ve içerik olmamıştı. Ama "montaj, dublaj" diyerek halkın büyük bir bölümünü kandırmayı başardılar.

Seçim bitti hala montaj demeyi sürdürüyorlar.

Ses kayıtlarına "Montaj" demenin ilk mucidi biliyorsunuz Başbakan Erdoğan'dır. Mucidi olduğu savunmanın suyunu da çıkartırcasına kullanmaya devam ediyor.

Başbakan Erdoğan, geçtiğimiz günlerde de böyle bir savunmayı tekrarladı.

Başbakan Erdoğan ,yolsuzluk ve rüşvet suçlamasıyla bakanlık görevinden ayrılan Egemen Bağış ile Gazeteci Metehan Demir arasında geçtiği iddia edilen ve Kuran'ı Kerim'le "Bakara Makara, Her Cuma bir ayet sallıyorum" diyen dalga geçilen ses kayıtları için "montaj, dublaj, Şimdi biz arkadaşımızı bu tür uydurma montajdan yapanlardan daha iyi tanıyoruz" diyerek Egemen Bağış'a sahip çıktı. Gerçi bu kadar rezalete rağmen 30 Mart seçim akşamı konuşma yaptığı AKP'nin balkonuna Egemen Bağış'ı da çıkararak sahip çıkmıştı.

Oysa o konuşmanın muhataplarından olan gazeteci Metehan Demir "İki kişi arasında özel bir konuşmada yine de haddimi aşan ifadeler kullanmış olabilirim. Bu nedenle hassasiyet gösteren herkesi de saygıyla karşılıyorum. Yine de başta beni sevenlerden güvenenlerden kendimden herkesten özür dilerim..." demişti.

Aynı durum Başbakan Erdoğan ve eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin arasında geçen telefon konuşması içinde yaşanmıştı. Bu ikili yargıya müdahaleyi ve yargıda kadrolaşmayı konuşurken ,konuşmanın bir yerinde "O Alevi hakim" diye ötekileştirici bir dil kullanmıştı.

Başbakan Erdoğan "Alevi Hakim" sözünün kışkırtmaya dayalı bir montaj olduğunu söylerken , aynı akşam ve aynı saatlerde CNN Türk'te Enver Aysever'in sunduğu Aykırı Sorular'da Sadullah Ergin "Bu hakimin Alevi olduğuna dair benim ağzımdan çıkan kelimeleri, normal gün içerisinde yaptığım konuşmalarda, 'bu şehirde yaşayan 1,5 milyon insanı, Sünnisi, Alevisi, Musevisi, inananı, inanmayanlarıyla geleceğe taşıyacağız' diye sürekli kullanıyorum. Orada o sıfatın, kişilerin ait oldukları mezhebin belirtilmesi, o hakimin şahsiyetiyle ilgili bir olumsuzluk anlamında söylenmiş bir pozisyonu yok. Böyle bir algı varsa, bu maksadını aşan beyan olmuştur. Ama ben o maksatla söylemedim. Alevi lafını günde 10 kez kullanıyoruz. Onları incitecek, rencide edecek şekilde kullanmamız söz konusu değildir." diyerek "Alevi Hakim" ifadesini kabullenmiş ve bu konuda kendisini bu şekilde savunarak "Montaj mucidi" olan Başbakanını yalancı çıkarmıştı.

Başbakan Erdoğan ,çıkan ses kayıtlarını işine geleni kabullenmiş , işine gelmeyeni "montaj,dublaj" diyerek inkar etmiştir. Sırf bu örnekler bile tüm ses kayıtlarının gerçek olduğunu ortaya koymaktadır.

Ortaya çıkan ses kayıtlarında en önemlisi Başbakan Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan arasında 17 Aralık günü geçen evdeki paraları sıfırlama konuşmasıydı.Başbakan Erdoğan doğal olarak bu konuşmaya "montaj" dedi. CHP Genel Başkan yardımcısı Umut Oran ,17 Aralık günü Başbakan Erdoğan'ın ailesi ile yaptığı resmi tüm telefon trafiğini saniye saniye açıklamıştı ama Başbakan Erdoğan buna cevap verememişti.

Geçtiğimiz günlerde de savcı Zekeriya Öz ,17 Aralık operasyon günü Başbakan Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçen ve kendi adının da geçtiği telefon konuşmasına dair çok önemli açıklama gelmiştir. Biliyorsunuz o ses kaydında Başbakan Erdoğan oğlu Bilal Erdoğan'ı arıyor ve THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu'nun yolsuzluk operasyonunu durdurmak için Zekeriya Öz'le görüşmesini istiyordu.

Savcı Zekeriya Öz bu olayın gerçekleştiğini ima ederek "Basına yansıyan Başbakan Recep Tayyip Erdoğanve oğlu Bilal Erdoğan görüşmesinde geçen Hamdi Topçu'nun beni 17 Aralık günü makam telefonumdan arayıp THY'na görüşmek için çağırması ve ertesi gün yeniden arayarak beni aynı yere bu konularla ilgili görüşmek için çağırması net olarak ortaya çıkmıştır. İstenirse bu husus telefon görüşme detaylarının alınmasıyla da ortaya çıkacaktır." Diyerek tüm montaj iddialarını çürütmüştür.

Zaten ortada bu kadar gerçek varken montaj iddiası Başbakan Erdoğan'ın komedisidir. Aslında TİB'in resmi kayıtları açıklansa tüm bu komedi bitecek ama AKP korkusundan bu işlere giremiyor.

Başbakan Erdoğan'ın işine gelen telefon konuşmalarını "yaptım,görüştüm" diye kabullenmesi ,muhataplardan birinin konuşmaları kabul edip izah yapması yahut özür dilemesi, Umut Oran'ın resmi kayıtlara göre yaptığı açıklama ve Zekeriya Öz'ün son açıklaması "Montaj" yalanını çürütmektedir. Bu özet hal bile bizce yeterlidir.

Ama bağımsız yargı gerçekleri ortaya çıkardığında daha net konuşacağız. "Montaj" diyenleri yalanlayan her şey mevcuttur. Yeter ki ,adalet işlesin…

 

 

 

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.