Penturk Haber
2015-08-12 17:36:43

Gafletin İktidarı ya da İktidarın Gafleti!

12 Ağustos 2015, 17:36

 Önce Oslo’da olağan üstü gizli kapaklı bir organizasyonla üçüncü bir ülkenin gözetimi altında PKK’lılarla bir masaya oturdular. Bu görüşmeler sızınca bu defa İmralı’da açıktan terörist başıyla görüşme başlattılar. Sonra İmralı’yı HDP heyeti su yolu yaptı. Ardından HDP’lilerin terörist başıyla yaptığı görüşmeler dışarıya sızdı. 

Gerek Oslo, gerekse de İmralı’dan sızan tutanaklar AKP’nin terör odaklarıyla Türkiye üzerine sınırsız ve çizgisiz pazarlık yaptıklarını göstermektedir. Bu görüşmelerde –neredeyse örgütün silah bırakması hariç- anayasa, kimlik, özerklik vb. hemen her konu konuşulmuş. Öyle ki görüşmelerde vatandaşlık tanımının bile Öcalan’ın yaptığı medyaya yansımıştır. Hatta sızan İmralı Tutanaklarında Öcalan’ın AKP’ye iktidarı altın tepsi içinde kendilerinin sunduklarını söylemiş, Erdoğan’ın başkanlığını da destekleyebileceklerini ima etmişti. Ancak terör örgütünün sınır dışına nasıl çıkacağı, kontrolünün kimin nasıl yapacağı, çatışmasızlığın nasıl gerçekleştirileceği ve nasıl silah bırakacağı hususunda hiçbir konuşma olmamış.

Ardından AKP iktidarı Öcalan’ın teklifi olan Akil adamlar heyetini teşekkül ettirmiş, TBMM’de çözüm süreci izleme komisyonu kurulmasını sağlamış ve çözüm süreciyle ilgili olarak İmralı’nın istediği yasaları çıkartmıştı. PKK da AKP’nin bu yaptıklarına (!) karşı olacak, bazı bahaneler ileri sürerek sözde yurt dışına çıkmayı durdurmuştu.

AKP –amatörce- hedefsiz, ilkesiz ve kontrolsüz bu sürece olmadık anlamlar yüklemiş, kamu oyunu büyük beklentiler içine sokmuştur. 

Muhalefetin özellikle MHP’nin sürece yönelik eleştirilerine AKP yöneticileri “kandan besleniyorlar…terörün bitmesinden MHP rahatsız” diyerek geçiştiriyordu. 

Sürecin durduğu aşama da sürecin adeta sözcüsü haline gelmiş olan iki Başbakan yardımcısından Beşir Atalay ve Bülent Arınç’tan iki değerlendirme yapmıştır. 

Beşir Atalay, onca olan bitene karşın şu açıklamayı yapıyor: "Neredeyse silah bırakmayla ilgili son adımlara doğru gelinirken, seçim öncesi o sürecin bir anlamda seçim sonrasına erteleniyor gibi bir hava verilmesi ya da durdurulması AKP’nin oy kaybetmesine neden olmuştur’. 

Bülent Arınç ise ‘çözüm sürecini HDP ve PKK’nın başlangıçtan bu yana bu süreci istismar ettiğini' ifade ederek, “İstismar edildikçe de CHP’den, MHP’den de bazen politik söylemlerle bazen de esasa yönelik eleştiriler gelmiştir. Bugün görüyoruz ki bu eleştiriler büyük ölçüde haklıdır.” demiştir. 

Bu sözler hala uslanmamış, kafası karışık, yaşananlardan gerçek sonuç çıkaramayan, basiretsiz ve stratejik kör bir iktidarla Türkiye’nin karşı karşıya kaldığını göstermektedir. Benzer yaklaşımı AKP yetkilileri “paralel yapı” adını verdikleri eski ortakları için de dile getirmişlerdir. 

Erdoğan uzun zamanlar hasret duyduğu, işbirliği yaptığı bu yapıya yönelik olarak 'Açık konuşayım. Biz de bu konuda maalesef yanıldık, yanıltıldık” demiştir. Bülent Arınç ise “Bakın arkadaşlar emniyet içinde, küçük bir topluluk amirlerinin değil, imamlarının emirlerini gerçekleştirmek için başka kurumlarla işbirliği yapıyorsa, buna izin vermeyiz. Yine yargı içinde de abilerinin talimatıyla hareket eden varsa, buna müsaade etmeyiz. Her mesleğin içinde görevini kötüye kullananlar olabilir” demiştir.

On üç yıldır Türkiye’yi basiretsiz, kör ve gafil bir zihniyet yönetmektedir. Devleti kendi tabirleriyle ‘parsel parsel paralel yapılara’ teslim etmişler. Milletin güvenliği de çözüm süreci adı altında terör örgütü PKK’nın insafına bırakılmıştır. Sonra da iktidar ‘pardon yanıldık, yanıltıldık’ diyerek işin içinden sıyrılmıştır. Hâlbuki bu topraklar “suyun uyuduğu düşmanın uyumadığı” topraklardır. 

Gafletin iktidar olması ya da iktidarın gaflete düşmesi tam da böyle bir şeydir. Türkiye, yanılan, yanıltılan, oyuna gelen ya da oyuna getirilen insanların yönetebileceği bir ülke değildir. Türkiye, AKP’nin gafletinin ve dalaletinin bedelini ödemek istemiyorsa gafleti derhal iktidardan uzaklaştırmalıdır!
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.