Toprak, yaptığı yazılı açıklamada, Orman ve Su İşleri Bakanlığı bünyesinde yeni oluşturulan Su Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan tasarının, su konusundaki dağınık yetki ve sorumlulukları "tek elde" toplamagerekçesine dayandırıldığını, ancak sürecin daha karmaşık ve her türlü siyasi müdahaleye açık hale getirildiğini öne sürdü.
49 YILLIĞINA
Tasarının getirdiği düzenlemeler arasında, Türkiye'nin yeraltı ve yerüstü su kaynaklarının, kaynak sularının, ırmak, dere, nehir, göl ve göletlerin, kullanım hakkının 49 yıllığına yerli veya yabancı kullanıcılara devredilmesininde bulunduğunu savunan Toprak, şöyle devam etti:
"Bu stratejik anlamda çok kritik bir düzenlemedir. Çevrenin, doğanın, doğal kaynakların ekosistemin korunması, ülke çıkarları doğrultusunda kullanımı ve planlanması çok hayatidir. Getirilmek istenen yasayla, Devlet kendi suları üzerindeki egemenlik ve kullanım haklarından vazgeçmektedir. Kamuoyundan gizlenen tasarıda su, ticari bir meta olarak değerlendirilmektedir.
Suyu herhangi bir maden gibi düşünemezsiniz. Tasarıyla yer altındaki durgun veya hareket halindeki sular, kaynak suyu, memba, çay, dere, nehir, ırmak, tabii ve suni göller ile geçiş ve kıyı suları, özetle tüm su kaynaklarının 49 yıllığına devredilmesi, özelleştirilmesi, uluslararası veya yerli su işletmecilerine satılması, kullanım hakkının devri öngörülmektedir.
Tüm topluma ait ülke su varlığının, böyle bir devre konu edilmesi düşünülemez. Böylesine kritik önemdeki, stratejik düzenlemeleri içeren bu tasarı, derhal kamuoyuyla paylaşılmalı, en geniş şekilde her zeminde tartışılmalıdır."