Terör örgütü PKK ile yaptıkları pazarlıkları ve görüşmeleri ortaya çıkaran MHP'ye, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan "Bizim dört kez bunlarla (terör örgütü) bir araya oturduğumuzu söyleme şerefsizliğini yapanlar bu alçakça iftirada bulunanlar, bunun hesabını her yerde vereceklerdir. (22 Ağustos 2010) sözüyle, Bülent Arınç'ta 'Biz teröristle, örgütle pazarlık yapacak namussuz, şerefsizlerden değiliz'' (07 Ekim 2010 ) sözüyle hem saldırmış, hem cevap vermişlerdi. Şimdi aynı kişiler PKK ile pazarlık yapmanın, (AB)(D)ullah Öcalan ile görüşmenin faziletlerinden bahsediyor. Başbakan Erdoğan her çıktığı programında ve demeç verdiği her gazeteye "İmralı ile görüşüyoruz" diye açıklama yapıyor.
Bizde doğal olarak bu "Şeref" kavramını yanlış mı biliyoruz diye AKP'lilere "Bize şereften bahsedin biraz" diye soruyoruz. Başbakanın işgüzar avukatları yazıyı okumadan dava açıyorlar. Bu avukatlar herhalde ne AKP'nin politikalarını, ne Recep Tayyip Erdoğan'ın sözlerini, ne de Türkiye'de yaşanan olayları pek takip etmiyorlar. Her önümüze gelene dava açalım da, Başbakanın gözüne girelim, şirinlik yapalım derdindeler.
Dün "şerefsizlik, alçaklık" diye MHP'ye saldırıyorlardı. Bugün Başbakan Erdoğan'ın en yakın danışmanı Yalçın Akdoğan ise "En önemli muhatap Öcalan" diyebilmektedir.
Nasıl bir şeref anlayışları var bunların gerçekten çok merak ediyoruz.
Tabi AKP bu tuhaflıkta yalnız değildir? En büyük yol arkadaşı CHP'dir. Hele mesele PKK açılımı olunca CHP'de akan sular durmaktadır. CHP'yi bıraksan bu konuda AKP ile yarışacak enerjiyi biriktirmiş durumdadır.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İmralı görüşmeleri ile ilgili açıklamasını, "Daha önce bu tür şeyleri söylediğimizde çok ağır bir suçlamayla karşı karşıya kalmıştık. Demek ki halka doğruları söylemek her zaman güzel'' sözleriyle değerlendirmiş…
CHP Genel Başkanı'nın sözlerinin tercümesi şudur: İmralı'yla istediğiniz şekilde görüşün, niçin görüşmüyoruz diye yalan söyleyip hakaret ediyorsunuz"
Kemal Kılıçdaroğlu'na "Hadi gel İmralı'ya gidiyoruz" deseler inanın koşa koşa gidecek kıvamdadır. Öcalan'a "Ev hapsine" ilk destek verenlerin başında da nasıl olsa Kılıçdaroğlu gelmiyor mu?
AKP, CHP ve BDP bu konularda gerçekten büyük bir uyum içindedir. "Şerefin" peşine düşen, bunun kaygısını duyanda sadece MHP'dir. MHP dışında tutarlı olan bir tane parti kalmamıştır. Bu ülkede %50 oy almış AKP'liler "Şeref, namus" nutukları atıyorlar, o nutukların tam tersini uyguluyorlar ama anketlerde hala birinci parti çıktıkları söyleniyor. Şeref ve namus nedir biz mi bilmiyoruz yoksa?
Şeref ve namus kavramı bu ülkede tam yerli yerine oturunca inanın AKP diye bir partinin kalması mümkün değildir. Bu kadar iddialı konuşuyorum.
Türk milletine çağrımızı sürekli tekrarlamaya devam edeceğiz. Uyanın artık namusunuzu ve şerefinizi koruyun…
"En önemli muhatap Öcalan" denilen bir Türkiye yarattılar. Uyanmanız için Öcalan'ı alıp evinize gelmelerinizi mi bekliyorsunuz?