Penturk Haber
2012-09-19 12:45:39

Anayasayı savunmaktan vazgeçen Ümit Özdağ

Yıldıray ÇİÇEK

19 Eylül 2012, 12:45

 "Devlet Bahçeli'yi savunmak, Anayasa'nın ilk 3 maddesini savunmaktır" (12 Nisan 2011/KONYA)

Günümüzde Türk milliyetçilerinin, Ülkücülerin verdiği mücadeleyi herhalde bu sözden daha iyi anlatacak cümle bulunamazdı. Bu sözün sahibi, gerçekten anlamlı bir şekilde Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığını koruyan iradenin adını ortaya koyuyor ve o irade etrafında Ülkücüleri mücadeleye çağırıyordu.

Bu sözün sahibi Prof. Dr. Ümit Özdağ idi. Bir sene önce düşüncesi bu şekilde olan Ümit Özdağ şimdi Anayası'nın ilk 3 maddesini savunmaktan vazgeçmiş olmalı ki, Akşam Gazetesi'ne siparişle yaptığı açıklamasında "Devlet Bahçeli Değişmeli" diyor. Siparişle diyorum çünkü günler öncesinden bu yapacağı açıklamayı biliyorum ve hatta bu açıklaması çıkmadan önce kendisine Facebook sayfasından doğruluğunu sorduğumda cevap dahi verememişti.

Gerçi Ümit Özdağ'ın son senelerde ömrü "Devlet Bahçeli Değişmeli" planlarıyla ve programlarıyla geçti. Ümit Özdağ "Devlet Bahçeli'yi Değiştiremedi" ama MHP Lideri Devlet Bahçeli kendisine MHP'de yol açtı, son seçimlerde kendisini İstanbul'dan 4. sıra milletvekili adayı olarak gösterdi. Ama Ümit Özdağ milletvekili olamadı, Anayasayı savunmaktan vazgeçti. Düz ve basit mantıkla bu sonuç çıkıyor değil mi?

Ümit Özdağ'a geçmişte çok yazı yazdım. Her yazım kendisinin MHP ve Lideri Devlet Bahçeli'ye yönelik yapmış olduğu eleştirilere cevap yazısı idi.

MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli'nin "Millet ve Devlet Bekası İçin Güç Birliği' daveti bünyesinde partiye çağırdığı Ümit Özdağ ile partiye geldiği günlerde yapmış olduğum sohbette benim yazılarıma ve kalemime yaptığı övgülerin rahatlığında yazıyorum bu yazıyı.

Çünkü kendisiyle MHP Genel Merkezi'nde görüştüğümde bana Türkiye'nin en iyi polemik yazarlarından biri olduğumu, benim daha çok okunmam gerektiğini söyleyerek, bana başka gazetede yazarlık yapmam için teklifte bulunmuş ve bunu Genel Başkanımıza da ileteceğini söylemişti. Bende kendisine teşekkür ederek "Ben çok vefalı biriyim, Ortadoğu Gazetesi'ne ihanet edemem" demiştim.

Herhalde benim kalemime bu övgülerde bulunan ve başka gazeteye transfer yapma teklifinde bulunan kişiye yazdığım yazı üzerinden hiç kimse ahkâm kesmeye kalkmaz. Çünkü bu en başta Prof.Dr. Ümit Özdağ'a hakaret olur bu, çünkü o benim daha çok okunmamı istiyor! O yüzden onu savunanların, ona saygısı ve sevgisi varsa, bu yazıyı çoğaltarak tüm Türkiye'ye okutmalıdırlar.

Prof.Dr. Ümit Özdağ MHP'ye Genel Başkan'dan ziyade başkanı olduğu "21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsüne" herhalde sponsor arıyor ki, MHP Genel Başkanlığına Koray Aydın'ı öneriyor. Ümit Özdağ, MHP yönetimin halka ulaşmada başarısız olduğunu vurguluyor ama halkın gözünde yargılandığı yolsuzluk dosyalarından dolayı belli bir imajı oluşmuş Koray Aydın'a da destek veriyor.

Koray Aydın, MHP'yi mahkemeye vermek ve MHP'nin başına Kayyum atatmak için uğraştığı 2009 yılında bir basın toplantısı düzenlemiş ve orada bir muhabirin "MHP'yi 3 Kasım 2002 seçimlerinde başarısız olarak gösterdiniz ama yargılandığınız (şimdi aklansanız da) yolsuzluk davasından dolayı, bu başarısızlıkta etkiniz olduğunu düşünmüyor musunuz?" şeklinde bir soru yöneltmiş, Koray Aydın da bu soruyu cevaplamaktan kaçınarak "Şimdi yeri değil, başka bir ortamda tartışalım"diyerek soruyu geçiştirmişti. Bu imajı gölge gibi taşıyan birisi halka ulaşmada nasıl başarılı olacaksa Ümit Özdağ bunun masallarını anlatmış Akşam Gazetesi'ne.

Koray Aydın daha çevresine topladığı kişilerin seviyesini düzeltememiş ki, halka karşı iletişimini kurabilsin... MHP Genel Başkanlığına adaylığını açıklamak için toplantı düzenliyor, toplantının açılış konuşmasını yaptırdığı Ozan Arif, MHP Lideri Devlet Bahçeli ve kadrosuna "İşgalci Kargalar" diyerek hakaret ediyor ve Koray Aydın bu ve benzeri hakaretlere sadece göz yumuyor ve bu konuşmayı alkışlıyordu. Bizzat kendisinin sözde yazar olarak gazetelere yerleştirdiği adamlar,

"Genel Merkezdeki Tilkiler" ifadeleriyle yazılar yazıyor; MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin Türkmenlere sahip çıkmak adına Kerkük'e gitme programını "Kürdistan'ı tanımaya gidiyor" şeklinde fitneye dönüştürüyordu. Koray Aydın'ın taraftarı olanların sosyal paylaşım sitelerinde, haber sayfalarında yazdıklarına bir bakın küfür, hakaret, fitne, iftira ana faaliyetleri oluşturmuş durumdadır. Herhalde, 'MHP Liderine ve yönetimine ne kadar hakaret edersek Ülkücü Delegeyi o kadar etkileriz' gibi bir inanmışlıkları vardır. Zaten şimdi kendi aralarında bile tartışılan Koray Aydın'ın etrafına topladığı kişiler olmaktadırlar. Yakında birbirlerine düşmeleri sürpriz olmayacaktır. Çünkü açıkça bunu kendi köşelerinde bile yazmaya başlamışlardır. Teşkilatta görevde bulunanları etkilemek için de iş, ihale ve para teklifleri de şu an en büyük silahları olmuş durumdadır.

"Büyümek için büyümek bir kanser ideolojisinin hücresidir. " sözünün anlamı herhalde "Değişim" masalıyla yola çıkanların haline ayna tutan bizlerce muhteva taşımaktadır. 12 Haziran 2011 seçimlerinde milletvekili olan ve o günden bugüne bir tane gazeteye ve televizyona AKP iktidarıyla mücadele adına demeç vermeyen Koray Aydın'ın şimdi tüm biriktirdiği enerjisini sadece MHP Genel Başkan Adaylığı için kullanması hangi iletişimin tarifi olmalıdır?

MHP'lilik ve Ülkücülük sadece Genel Başkanlık yarışı başlayınca mı hayata geçiyor Sayın Özdağ?

Koray Aydın ve Ümit Özdağ'da sürekli MHP'nin tökezlemesini hasret ve özlemle bekleme vardır. Ümit Özdağ'ın bu beklentisini en büyük Devlet Bahçeli düşmanlarından olan Servet Kabaklı "İcâzet paraşüt ve 'ümit' hakkı!" başlıklı yazısıyla köşesinde özetle şöyle yazmıştı:

TARİH 13 Mart 2004 Cumartesi... Fransa'nın Almanya sınırındaki Forbach kentindeyiz. Bu şehirdeki ülküdaşlarımızın bir "ahde vefa abidesi" olarak yaptırdıkları Alparslan Türkeş Külliyesi'nin açılış törenine ve düzenlenen şenliğe katılacağız.

Televizyonlarda gördüğüm bu genç "bilim adamı" Ümit Özdağ ile Ozan Arif ağabeyimin kullandığı otomobilde; öğlen yemeğine çağrılı olduğumuz ülküdaşımızın evine doğru, 20 km.'lik "yol arkadaşlığı" yapıyoruz. Tabii ki Ülkücü Hareket'in baraj altında kalışının üzüntüsü içindeyiz. Genel Başkan Sayın Bahçeli'nin Büyük Kurultay'ı ne zaman toplayabileceğini konuşuyoruz... Önümüzde 28 Mart 2004 mahalli seçimleri var... İşte o anda kısacık "yol arkadaşım" konuşmaya başlıyor:

"Bunlar barajın altında kaldılar ama yetmedi. Bu yerel seçimde oylar yüzde 3'lere düşünce kongreye bile gerek kalmayacak. Türkiye'nin bütün illerinde, ülkücüler otobüsleri tuttular, bekliyorlar. Gelip bunları Genel Merkez'den uzaklaştıracaklar. Biz de gidip emaneti teslim alacağız!.."

Yine dehşet içindeyim; "Yanılıyorsunuz, üzerlerine ölü toprağı serpilmiş genel merkez yöneticilerine bakmayınız. Bölgelerinde hakkaniyet içinde büyük hizmet yapmış belediye başkanlarımızın ve gönlü yaralı ülküdaşlarımızın gayretleriyle, inşallah MHP barajın üstüne çıkar" diyorum...

Paraşütle, icâzetle genel başkan olunmaz! Bu dâvânın sadece seçmenliğine talip bir kardeşiniz olarak söylüyorum ki; her ülkücünün genel başkanlığa talip olmaya hakkı vardır. Ancak bunun yolu, önce 'ülküdaş' olmaya çalışmaktır."

Servet Kabaklı'nın yazısındaki bu sözlerinden Ümit Özdağ'ın MHP'ye oy vermediğini ve MHP baraj altında kalırsa büyük mutluluk duyacağını anlıyoruz. Koray Aydın'ı da biliyorsunuz 2009 yılında delegelerden imza toplayıp, partiyi mahkemeye verme ve MHP'nin başına Kayyum atatmaya çalıştığı günlerde beraber hareket ettiği YENİÇAĞ isimli gazete "MHP'ye Oy Vermeyin, Devlet Bahçeli gitsin" ilanlarıyla donatılmıştı. Şimdi elinizi vicdanınıza koyarak söyleyin, bu iki isim MHP Lideri Devlet Bahçeli tarafından partiye tekrar çağrıldığı güne kadar MHP'ye oy vermiş midir vermemiş midir? Belgesi ortada, ispatı ortada... Şimdi bu iki isim MHP'nin başına geçmek için ittifak yapıyor.

Ama bu ittifakı yaparken de yine ayrı dünyaların insanı olduklarını göstermektedirler. Akşam Gazetesi'ndeki Ümit Özdağ'ın röportajı içinde satır aralarında bunu görmek mümkün...

MHP'den milletvekili adayı yapılmasının MHP'ye bir oy getirisi olmamış Koray Aydın adaylık açıklaması yaptığı gün "Sadece aldığımız seçim sonuçları bile bize mevcut yönetim anlayışının, yanlış olduğunu belgelemiyor mu? Seçimlerde yaşadığımız başarısızlıklar, daha ne zamana kadar, şerefli yenilgiler olarak takdim edilecektir? En önemlisi MHP'nin seçimlerdeki kronikleşmiş başarısızlıkları, daha ne zamana kadar dış etkenlere bağlanacaktır?" diyor ve"Her başarısızlıkta Okyanus ötesini suçluyorsunuz" şeklinde MHP Lideri Devlet Bahçeli'yi eleştirip ve küresel güçlerin kontrolündeki cemaatlere bol bol selam gönderirken, Ümit Özdağ röportajda daha akıllı ve gerçekleri görerek cevap veriyordu.

Ümit Özdağ mesela "12 Haziran seçimlerindeki kaset skandalıyla MHP üzerinde oynanan oyun neydi? Hedef Bahçeli'yi devirmek mi yoksa başka bir şey mi? "şeklindeki soruya "Türkiye tarihinin en uzun on yılını geçirdi. Şimdi o on yıl içerisinde gerçekleşen yıkımın üzerine bir nihai şekillendirmenin yapılmaya çalışıldığı 2012-15 dönemine giriyoruz. Böyle bir dönemde MHP'nin parlamento dışında olmasının bazı çevreler tarafından arzu edildiğini gördük." diyerek cevap vermiş ve devamında sorulan "- Kimin işine gelir MHP'nin parlamento dışında kalması? Nasıl bir kurgu bunu gerektirir?" sorusuna ise "2011'de istenilen bence Türkiye'nin milli ve üniter yapısının tasfiye edilerek, federal bir devlete dönüştürülmesiydi. Federal Türkiye projesinin sahipleri önlerinde en büyük engel gördükleri MHP'nin aşılması noktasında önemli bir psikolojik operasyon yaptılar." şeklinde cevap vererek MHP'ye niçin operasyon yapıldığına ışık tutmuştur.

Koray Aydın'ın ayyuka çıkan cemaate yakın durma stratejine bağlı bir şekilde katıldığı Zaman Gazetesi'nin 25.yılı kutlama resepsiyonun da "25 yıl dile kolay. Zaman'ın bu hale gelmesinde emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Bundan sonraki dönemde de kendilerine başarılar diliyorum. " şeklinde öve öve bitiremediği Zaman Gazetesi'nin yazarları MHP'ye operasyon yapıldığı günlerde "Ey Devlet Bahçeli, Kürt Açılımı senin yüzünden gerçekleşmiyor istifa et" tarzında yazılar yazmışlardı, bende o günlerde 'CİNSEL ORGAN'DAN KÜRDİSTAN KURMA TEZGÂHI" başlıklı yazı yazarak Zaman Gazetesi'nin yazarlarını eleştirmiştim.

//www.yildiraycicek.com/makaledetay/cnsel-organdan-kurdstan-kurma-tezghi.html

Bu süreci aklı başında olan herkes zaten böyle değerlendirmek zorundadır. MHP'nin oy oranı üzerinden ahkâm kesenler, niçin MHP'ye yapılan bu operasyonun amacını ve odaklarını görmek istememektedir? Cemaat medya üzerinden MHP'ye operasyon yapmak için kendi bünyesinde "Bağımsız Ülkücüler" diye bir yapı kurmadı mı? Bu yapının içinde PKK'lılarla bile diyalogları olan kişileri MHP'ye saldırtmak için kullanmadı mı? O halde "Her başarısızlıkta Okyanus ötesini suçluyorsunuz" diyerek cemaate şirinlik yapan Koray Aydın kime hizmet etmeye çalışmaktadır?

MHP son seçimlerde de yedi düvele karşı direnmiş ve yaralı kurt misali yine dimdik ayakta kalmıştır. Bu mücadelemizde yanımızda yer almayanların, bugün MHP'nin oy oranını sorgulamaya hakkı yoktur. Hele 2009 yılında "MHP'ye oy vermeyin" ilanları yayınlamış gazeteyle hareket etmiş Koray Aydın'ın 'seçimlerde başarısız olunduğuna' dair vurgusunun trajıi-komik olmaktan öte anlamı yoktur.

MHP Lideri Devlet Bahçeli, her zaman yaptığı gibi adamlık yapmış, bu sicillere rağmen hem Koray Aydın'a, hem Ümit Özdağ'a MHP içinde yer açmıştır. Ama görüldüğü gibi milletvekili olanda, olamayanda "huylu huyundan vazgeçmez" misali yine MHP Lideri Devlet Bahçeli'ye saldırı ittifakı oluşturmuşlardır.

Koray Aydın ile Ümit Özdağ'ın birbirlerini bulmaları, ittifak oluşturmaları kendi tercihleridir. Elbette "niye yanyana geldiler" diye bu ittifakı bölecek halimiz yoktur. Onlar nasıl ki diyeceklerini televizyon ekranlarından ve gazete köşelerinden demokratik hak olarak söyleyebiliyorsa, bizimde yazdıklarımız bu şekilde olmaktadır. Benim yazılarımı öven ve çok okunmamı isteyen Ümit Özdağ benimle ne kadar gururlansa azdır. Akşama kadar Türkiye'nin her yerinden moral ve destek veren Ülküdaşlarımın telefonlarını alıyorum.

MHP'yi ele geçirmek için yıllardır her türlü oyunu oynuyorlar. Bir zamanlar şuan "Ergenekon" adı verilen örgüt üyeliği suçlamasıyla cezaevinde bulunan Emekli Tuğgeneral Veli Küçük ile bu oyunu oynamış Ümit Özdağ'da bu sefer arka plan figürü olarak karşımıza çıkmıştır.

İddianamelere yansıyan telefon görüşmelerinde Ümit Özdağ'ı doğrudan ilgilendiren Veli Küçük'ün şu telefon görüşmeleri vardır:

Hüseyin ARSLAN: "Kurultay'da biliyorsunuz Ümit (Prof. Dr. Ümit Özdağ) beyi ihraç ettirdi partiden. Genel Başkanlığı'na adaylığını koydu Ümit Özdağ."

Veli KÜÇÜK: "Canım Ümit adaylığını falan koymadan önce beni aradı. 'Gel' dedim İstanbul'a geldi. Bizim evde toplandık. Ben köşe yazarlarını falan da çağırdım. Ben 'Evet' dedim mi, Ümit 'Hayır' demez yani. 'Tamam' dedi gitti. Devlet Bahçeli kabul etmedi bunu, görüşmedi. Aradan 3-5 gün geçti. Duymuş bizim evde toplantı olduğunu. Bu adamı pencereden aşağı atmadan bu parti kurtulamayacak bundan. Yani çalışma yapmaya başladım ben açık açık. Bahçeli gitsin kim gelirse gelsin.

Veli Küçük ve Aytaç Yalman gibi emekli paşalarla MHP'yi ele geçirmek için toplantı üstüne toplantı düzenleyen Ümit Özdağ, herşeye rağmen MHP'de kendisine açılan fırsatı değerlendirememiştir. Akşam Gazetesi'ne verdiği röportaj ve o röportaj içinde Koray Aydın'a verdiği destek "Devlet Bahçeli'yi savunmak, Anayasa'nın ilk 3 maddesini savunmaktır" sözünde samimi olmadığını göstermiştir.

Oysa ki; parti içi demokrasi vaadiyle yola çıkan ve Trabzon 1.sıradan milletvekili yapıldığı halde "Ülkücüler Dışlanıyor" gibi iftiralara sarılan Koray Aydın'ı destekleyen Ümit Özdağ, 2011 yılında katıldığı bir televizyon programında MHP'deki parti içi demokrasi konusunda şunları söylemişti: "Mustafa Sarıgül Baykal'ın karşısında CHP'ye başkan adayı oldu, şu an partinin kapısının önünden geçemiyor. Ben Sayın Bahçeli'nin karşısına başkan adayı olarak çıkmıştım, bugün partinin milletvekili adayıyım. Bu kadar demokrasi hangi partide var?" demişti.

MHP'deki demokrasiyi güçlendiren en önemli kavramlar vefa, sadakat ve ölçü olmalıdır. Eğer MHP'nin demokrasisi bunlar beslemiyorsa, orada tuhaf haller var demektir. O tuhaf halleri sergilemeye çalışanları yazmaya devam edeceğiz. Ümit Özdağ'ın bundan sonra kullanacağı üslup bunun devamlılığını belirleyecektir. Anayasayı savunmaktan vazgeçen Ümit Özdağ'ın bu açılımı nedir merakla sorgulayacağız. Koray Aydın ve Ümit Özdağ ikilisi nereye koşuyor bunu da dikkatlice takip edeceğiz.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.