Ulusal Felaketlerde Devletin Önemi

Devlet, insanlığın oluşturduğu en büyük organizasyondur.

Türk Dil Kurumu’nun sözlüğü devleti şöyle tarif eder:

“Toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasî bakımdan teşkilâtlanmış millet ve milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlık.”

Devlet olmadan hiçbir şey olmaz.

Hayatta ferdin en değerli varlığı devletidir.

Devletimizin her fendinin devletine sahip çıkması, onu yaşatması, uğrunda seve seve hayatını vakfetmesi; insani, ahlaki, kuran-i  ve tarihsel bir misyonudur .

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin vatandaşları, bu hususa önem vermelidir.

Daha çok da önem vermesi gereklidir.

Küreselleşme  paradigması ,

Devletimizin temel görevi olan vatandaşlarının can ve mal güvenliğini her türlü tehdit ve tehlikelere karşı koruma yani güvenlik ve savunma fonksiyonlarını zayıflatma yönünde etkili olamamıştır.

Yani Ulusal düzeydeki örneklerde yaygın olarak görünen ve uluslararası düzeyde

ise örnekleri bulunan özel güvenlik ve özel askeri kuvvetler  

uygulamaları dikkate değer olmakla beraber, bu temel kuralı bozacak nitelikte olamamıştır.

Çünkü biz Türk Milliyet ve Devletiyiz.

Küresel düşünür, Ulusal hareket ederiz.

Tarihsel referanslarımız bizi böyle kodlar

Dün olduğu gibi bugünde kamu güvenliği,

Kamu düzeni, milli güvenliği korumak ve devamını sağlamak,

Bu alanlara ilişkin kamu hizmetlerinin kurulması ve etkin bir şekilde sürdürülmesi

Devletin asli vazifesi olduğu kadar varlık koşuludur,

Afet: insan toplumunu veya yerleşim yerleri için maddi ve manevi

zararlar oluşturan ve normal yaşam düzenini durduran veya kesintiye uğratan

doğal ya da teknolojik kökenli olayların sonuçlarıdır

Afetlere yol açan olayların sınıflandırılması doğal, çevresel, küresel,

biolojik, meterolojik, kimyasal, nükleer, sosyal, siyasal, teknolojik gibi

birçok şekilde olabilir

Afetler iki ana grupta toplanmaktadır.

Birincisi ; depremler, seller ve su baskınları, toprak kaymaları, çığlar, volkanik patlamalar, yangınlar, kuraklık, kıtlık gibi doğal olaylardır ve diğer grup ise, nükleer, biolojik, kimyasal kazalar, endüstriyel kazalar, terör, savaş, göç gibi teknolojik nitelikli olaylardır.

Bunlar doğal nedenler dışındaki nedenlerle oluşmakta, yani insanlığın doğal yaşam karşısında ortaya koyduğu oluşturduğu bilgi uygulaması kökenlidir.

Ulusal afetler de Devletin hiyerarşik yapısının sağlıklı işlemesi,

Afetle mücadelede başarı için önemli bir unsurdur.

Ulusal afetlerde Vatandaşın en büyük görevi Devlet mekanizmasının işleyişine ,

Tüm telkin ve talimatlarına eksiksiz riayet etmesidir.

Afetler de en çok öne çıkan öne çıkan muhtemel sorun ise yardım ve benzeri çalışmalardır.

En büyük zafiyet ise yine bu alanlardan oluşmakta ve diğer başka zafiyetleri de tetiklemektedir.

Bu açıdan tüm yardımlar ve ulaştırma meziyeti Devlet eli ile Devlet mekanizması ile yürütülmelidir.

Bütün vatandaşlarımızın Devletin Varlığını zafiyete düşürecek söylem ve eylemden kaçınmalıdır.

Bu duruma uymayan her bireye ve tüzel yapıya,

Devlet yaptırım uygulamakla da mükelleftir.

Kamu yönetimi ,düzeni bu durumu mecbur kılar.

Yani Devlet , bir birey gibi meseleleri duygusal ele alamaz.

Düşünürken de uygularken de konuya bütünsel ve ussal bakar

Çoğu zaman bu durumu bireyler eleştirisel yorum getirse de

Devlet,hem kendi varlığını hem de vatandaşının refahını düşünmesinden ötürü duygusal davranamaz.

Maske de gelir ,

Yardım da gelir

Ekmekte ,su da gelir ,

Sen sosyal medyada bir şey yazacaksın diye

Sözde eleştiri getirmek suretiyle düşmane tutumundan vazgeç ve sabırla gelişmeleri takip et.

Devlet seni de dışarda kalmış sokak hayvanlarını da düşünür.